"سأمر" - Translation from Arabic to Turkish

• uğrarım
• alırım
• uğrayacağım
• gelirim
• geçeceğim
• uğrayıp
• gelip
• uğrar
• geleceğim
• geleceğimi
• geliyorum
• uğrayacağımı
• geçiyorum
• uğrayabilirim

Jen'le az önce Çin yemeği için plan yapmıştım ama daha sonrasında uğrarım.
اتفقت للتو مع جين أن نحصل على الطعام الصيني لكن سأمر عليك لاحقا

Uyuyun. Sabah yine uğrarım.
واحصلي على بعض النوم ، سأمر عليك فى الصباح

Sorun değil, ben alırım. Önce araba anahtarlarımı bulmam gerek.
لا بأس، سأمر عليها أنا حال عثوري على مفاتيح سيارتي

Boşver, bir tür aile yemeği düzenliyor. Sonra uğrayacağım.
بأي حال، ستحضر حفل عشاء عائلي، سأمر عليهم لاحقاً.

Belki biraz pizza alıp gelirim ve yüz yüze tebrik ettiğimi söylerim.
ربما سأمر مع بعض البيتزا إن النقيب يتصل بي. هل ترغب بالانتظار؟

Bazı çalışmalar, ki bunları çok çabuk bir şekilde geçeceğim, sensörler ile alakalı birçok şey.
بعض الأعمال، سأمر عليها بسرعة، الكثير من الأجهزة الحسية.

Ofise uğrayıp seni erken bir öğle yemeğine çıkarmama ne dersin?
ما رأيك ، سأمر على المكتب ثم أصحبك في غداء مبكر؟

Smokinimi aldıktan sonra saat 11.25'te gelip onu alırım.
سأمر عليك بَعْدَ استلام بدلة العرس أي حوالي الساعة 11: 25

Çok geç oldu. Sabah sana uğrarım. Biraz dinlen.
أصبح الوقت متأخراً سأمر بك في الصباح، خذ بعض الراحة

tamam, ayakkabıcıya da uğrarım arabayı yıkattıktan sonra.
حسنا ً سأمر على محل الأحذية بعد مغسلة السيارات

Seni istasyondan alırım. Gelince bana telefon et.
سأمر لإصطحابك من المحطة اتصلي بي عندما تصلين إلى هناك

Sen sakla, ben lazım olunca gelir alırım.
احتفظ بها لفترة سأمر لأخذها عندما أحتاجها

Birkaç tur atıp, sana uğrayacağım.
أنا سأقوم ببعض الدورات وبعدها سأمر عليكي

- Peki uğrayacağım. - Tamam Doyle. Acele et.
حسناً , سأمر عليك حسنا "دويل" , بأسرع ما يمكنك

İyileştikten sonra kontrole gelirim.
عندما لا أكون ناقلة للمرض سأمر عليكِ للفحص

Yarın öğleden sonra ofisine gelirim. Yemeğe çıkabiliriz ya da birşeyler yaparız.
سأمر عليكي بالمكتب غدا بعد الضهر يمكننا تناول الغداء معاً

Bunları hızlıca geçeceğim, çünkü sadece birkaç dakikam kaldığını biliyorum.
سأمر على هذا بسرعة، لأنني أعرف أنه تبقى لي القليل من الدقائق.

Jeff'in odasına uğrayıp, yol paramı alırım.
سأمر بحجرة جيف و آخذ مالي في طريقي للخارج

Arada gelip sizi kontrol edeceğim. Nasıl gittiğine bakacağım.
سأمر من حين لآخر لأتفقد وضعكم وأرى كيف تبلون

- Daha sonra uğrar bakarım, iyi misin diye. - Buna gerek yok.
ـ سأمر عليك لاحقا لاطمئن عليك ـ لا حاجة لذلك

Monica, yarın Fluffy' nin eski oyuncaklarını almaya geleceğim tamam mı?
مونيكا ، سأمر عليك غدا لآخذ لعبة القطط التي لديك

Senden sonra dışarı çıkmış. Benim geleceğimi bilimyordu.
لقد خرجت بعد أن خرجتى ولم تكن تعرف أننى سأمر عليها

Güzel! Bir telefon ettikten sonra hemen geliyorum.
حسناً . سأمر لأراك بمجرد أن أقوم بمكالمة

Hiçbir fikrim yok. Bayan Castorini, Loretta'ya sabah uğrayacağımı söyler misiniz?
يا سيدة كاستوريني، هلا أخبرتِ لوريتا أني سأمر عليها غداً صباحاً؟

- Bayan, ne yapıyorsunuz? - Sadece geçiyorum.
ـ ربما هناك رجل مريض بالخلف ـ سأمر عليه فحسب

Ancak bir kadeh rom için eski silah arkadaşıma uğrayabilirim.
لكني متأكد انني سأمر عليكم واشرب كأساً