| Bak, ben, uh... sana birkaç kişisel soru sorabilir miyim? | Open Subtitles | اسمعي, هل أستطيع أن أسألك سؤالين شخصيين من عندي أنا؟ |
| İçeri girdiğimizde size sadece iki soru soracağım birincisi onu tanıyabildiniz mi? | Open Subtitles | عندما ندخل ، سأطرح سؤالين عليك فقط هل يُمكنك التعرف عليه ؟ |
| Her yeni şey iki yeni soru ve iki yeni fırsat yaratıyor. | TED | كل اختراعٍ جديد يولّد سؤالين جديدين وفرصتين جديدتين. |
| Bir kaç sorum var: Akşam üstü bir tekne gezisine çıktığınızı söylemiştin değil mi? | Open Subtitles | سؤالين اخرين لقد قلتى انكى ذهبتى من الجزيرة مع غروب الشمس |
| Annenizin sigorta poliçesiyle ilgili birkaç sorum olacak. | Open Subtitles | عند سؤالين لك عن بوليصة التأمين الخاصة بوالدتك |
| Şimdi, bu yinelenen hikâyeler benim iki soru sormama neden oldu. | TED | الآن ، جعلتني هذه القصص المتكررة أطرح سؤالين. |
| İki soru sorduk: "İnsanlar hangi seviyede eşitsizliğimiz olduğunu biliyor muydu?" | TED | و سألنا سؤالين: هل يعلم الناس مستوى عدم المساواة لدينا؟ |
| ve bu deneyde insanlara iki soru sorduk. Birkaç kahkaha dinlediler | TED | هذه تجربة على الإنترنت أجريناها بالتعاون مع الجمعية الملكية، حيث سألنا الناس سؤالين فقط. |
| Fakat bizim gibi daha pratik düşünenler için hâliyle iki adet soru ortaya çıkıyor. | TED | و لكن بالنسبة للبعض منا ذوي التفكير العملي فإن، سؤالين سيطرحان مباشرة نتيجة هذه المقاربة. |
| Bu yüzden bir adım geriye çekilip iki temel soru sormak istiyorum. | TED | لذلك، أود أخذ خطوة للخلف وطرح سؤالين أساسيين للغاية. |
| Bugünkü konuşma iki soru ile ilintili. | TED | لذا فمعظم الحديث اليوم سوف يتطرق إلى سؤالين عامين. |
| Hatta tüm adaylara sadece iki soru soruyorum. | TED | في الواقع، أنا أسأل سؤالين فقط لجميع المرشحين. |
| Bugün size bir şey itiraf etmek istiyorum. Ama öncesinde size birkaç soru soracağım. | TED | اليوم أود الإعتراف لكم بأمر، ولكن قبل ذلك سوف أسألكم سؤالين. |
| Sadece bir saniye alacak, sadece bir kaç sorum olacak... | Open Subtitles | سوف أأخذ فقط ثانية انا فقط سأسألك سؤالين |
| Eğer biraz daha dayanabilirseniz sadece bir kaç alakalı sorum var. | Open Subtitles | الآن، فقط إحتمليني القليل، لدي سؤالين آخرين فقط. |
| Birkaç sorum olacak. | TED | لدي سؤالين أود أن أطرحهما عليك. |
| Bununla ilgili benimde birkaç sorum olacak | Open Subtitles | -الفن الغير محتشم عندي سؤالين آخران متعلقان بهذا |
| Bay Embrey, sadece birkaç sorum var. Birkaç soru lütfen. Bay Embrey. | Open Subtitles | . مجرد سؤالين فقط يا سيدي من فضلك - هل يمكنك أن تشرح ما الذي حدث ؟ |
| İki sorum olacak. Neden halletti? | Open Subtitles | إن هذا للطفٌ منها لكنّ لديّ سؤالين: |
| Faydalı olduğunu düşündüğüm iki soruya işaret etmek istiyorum. | TED | أريد فقط أن أشير إلى سؤالين أظنهما مفيدين. |
| Herkesin iki hakkı var. Toplam sekiz, artı bir tane de ortak sorabilirsiniz. | Open Subtitles | كل منكم سيكون لديه سؤالين , هكذا ستكون الأسئلة ثمانية , بالاضافة الى سؤال تتفقون عليه |
| Bazılar iki soruyu cevaplamakta... çok becerikli olmadığımızı söyler, diğer dört tanesini tetikleriz. | Open Subtitles | البعض يقول بأن ما نقوم به ليس فعالاً جداً حيث أننا و في سبيل الاجابة عن سؤالين نساهم بخلق أربعة أسئلة جديدة |
| Civardaki tüm evleri araştırıyoruz, size de birkaç sorumuz olacak. | Open Subtitles | إننا نفتش منزلاً منزلاً بهذه الجادة ونود بأن نسألكَ سؤالٌ أو سؤالين. |