| Fakat sana çok basit bir soru soruyorum ve bana doğru cevabı veremiyorsun. | Open Subtitles | لكنى أسألك سؤال بسيط للغايه و أنت لا تستطيع أن تعطينى إجابة صحيحة |
| Oldukça basit bir soru, fakat bu sıralarda elbette basit sorular çok daha çetrefilli cevaplar buluyor. | TED | إنه سؤال بسيط للغاية ولكن في هذه الأيام، بالطبع، الأسئلة البسيطة تجلب إجابات أكثر تعقيدًا من أي وقت مضى |
| Multipl skleroz olan hastalar aldık ve basit bir soru sorduk: Kemik iliğinden alınan kök hücreler sinirlerini koruyabilir mi? | TED | لقد أخذنا مرضى مصابين بتصلب الأنسجة المتعدد وطرحنا سؤال بسيط: هل الخلايا الجذعية من نخاع العظام ستكون محمية من أعصابهم؟ |
| Bu projelerin her birinde, basit bir soru sorduk: Mimari daha fazla ne yapabilir? | TED | وفي كل من هذه المشاريع، سألنا سؤال بسيط: ما الذي يستطيع فعله المهندس أكثر من ذلك؟ |
| Bakalım süper zekalar bu kadar basit bir soruya ne cevap verecekler? | Open Subtitles | لنرى ما الذي يمكن أن يفعله العقل الكبيرة مع سؤال بسيط , هه؟ |
| Cevabı için, aldatıcı basit bir soruyu sormak zorundayız -- | Open Subtitles | بالنسبة للإجابة علينا أن نسأل سؤال بسيط مخادع |
| - Evet ya da hayır? Çok kolay bir soru. | Open Subtitles | حسناً,أنا- نعم أو لا إنه سؤال بسيط بما فيه الكفاية- |
| Lütfen çek. Kendi yaşını bilmediğini söyleme bana. Gerçekten çok basit bir soru. | Open Subtitles | لا تخبرينى أنك لا تعرفين عمرك إنه حقاً سؤال بسيط |
| Bu basit bir soru. Max adında bir adam tanıyor musunuz, tanımıyor musunuz? | Open Subtitles | اٍنه سؤال بسيط ، هل تعرفين رجلا يدعى ماكس أم لا ؟ |
| Bu devrimi, kendisine basit bir soru sorarak başlattı: | Open Subtitles | وقد استهل هذه الثورة بطرح سؤال بسيط على نفسه، |
| Sana basit bir soru soruyorum ve 4 saat sonra basit bir cevap alıyorum. | Open Subtitles | اسال سؤال بسيط, وبعد اربع ساعات ,احصل على اجابه بسيطه |
| Bu sabah karşı karşıya kaldığımız soru basit bir soru. | Open Subtitles | الان السؤال الذي يواجهنا هذا الصباح هو سؤال بسيط |
| basit bir soru ama inanıyorum ki karmaşık bir cevabı var. - Efendim, aslında-- | Open Subtitles | سؤال بسيط لكن انا متاكد ان له اجابه معقده |
| Seni suçlamıyorum tatlım. Sadece basit bir soru sordum. | Open Subtitles | انا لا اتهمك يا عزيزي انا اطرح عليك سؤال بسيط |
| Tanri'm, nasil kivirdigina bak. basit bir soru. | Open Subtitles | ..ياإلهي, أنظر إلى حالك تتراقص إنه مجرد سؤال بسيط |
| Nerede yaşadığını sordum. basit bir soru. Sağır mısın be kadın? | Open Subtitles | سألتك أين تعيشين ، مجرد سؤال بسيط أيتها الصماء |
| Evet ya da hayır. Gayet basit. Gayet basit bir soru, gayet de basit bir cevabı var. | Open Subtitles | سؤال بسيط جداً مع إجابة بسيطة جداً نعم أو لا |
| Bu sizin bile cevaplayabileceğiniz oldukça basit bir soru. | Open Subtitles | إنه مجرد سؤال بسيط قد تستطيعين الإجابة عليه. |
| basit bir soru sadece, Zoe Hart ile gizli bir arkadaşlığın var mı, yok mu? | Open Subtitles | انه حقاً سؤال بسيط هل أنت على علاقة سرية مع زوي هارت؟ |
| Hadi, lütfen. basit bir soru soruyorum. | Open Subtitles | بالله عليك أنظر , انا فقط أسألك سؤال بسيط |
| basit bir soruya asla basit bir cevap vermezdin. | Open Subtitles | لم يمكنكَ قط الأجابة على سؤال بسيط بإجابة بسيطة. |
| Ve hayatta en iyi sonuçlara ulaştığım, en çok keyif aldığım zamanlar hep basit bir soruyu kendime sormamla ortaya çıktı. Bu durumda olabilecek en kötü şey nedir? | TED | وعلى أفضل النتائج التي خضتها في الحياة ، أكثر الأوقات متعة ، كانت جميعها من طرح سؤال بسيط. ما هو أسوأ شيء يمكن أن يحدث؟ |
| Şimdi sana çok kolay bir soru soracağım ve sen de bana cevap vereceksin? | Open Subtitles | والآن،أنا سأسئلك سؤال بسيط جداً |