| Bunu bana 25$'a spermlerini satan bir adam mı söylüyor? | Open Subtitles | ؟ ؟ وهذا السؤال قادم من شخص باع سائله المنوي بـ25 دولار |
| Ya da iyi bir dostunuz size spermlerini verebilir. | Open Subtitles | ولو كان لديكم صديق طيّب، ربما يعيركم سائله المنوي |
| Kendi spermlerini internette sattığını anladın mı? | Open Subtitles | إذاً أنت تعرفين أنّه كان يبيع سائله المنوي على الأنترنت؟ |
| sperm örneği istasyondaydı ama ertesi gün gittiğimizde ortadan kaybolmuştu. | Open Subtitles | عينة سائله المنوي كانت في مركز الشرطة في اليوم التالي اختفت وكنت انا المشتبه به الاول في نفس الوقت |
| Düzgün bir sperm anlaşması yapılana dek spermini görmem ya da spermine dokunmam. | Open Subtitles | لا أود لمس أو رؤية سائله المنوي إلى أن أحصل على اتفاق منوي أكيد. |
| spermini onun gırtlağında bulduk. Yani, gerçekten bir sürpriz yok. | Open Subtitles | لذا، ليس الـأمر مفاجئ أن نجد سائله المنوي بالمرئ الخاص بها. |
| Kod kırmızı durumundayız. Sıkı tutun. Kemoterapiden önce spermlerini dondurmuş. | Open Subtitles | نحن في مرحله الكود الاحمر, اربطوا الاحزمه. لقد جمد سائله المنوي قبل العلاج الكيماوي و الاشعه. |
| Ve o, onsuz, işsiz, evsiz ve spermlerini satan biri olur ki artık değersiz olduklarını biliyoruz. | Open Subtitles | وانت تعرفين انه بدونها هو عاطل ومشرد وسيعود ليبيع سائله المنوي والذى نعرف انه لا يستحق |
| Aldığımız sperm örneğine bir göz atın. | Open Subtitles | أنظر إلى عيّنة سائله المنوي. |
| Norman Bates'in sperm örneğinin eşleşmesi Blaire Watson'un öldürüldüğü gece onunla ilişkiye girmesi ve bizden başka kimsenin bilmemesi konusunda. | Open Subtitles | بشأن (نورمان بيتس) وحقيقة أن سائله المنوي كان مطابق، وأنه مارس الجنس معها ليله مقتلها |
| Hala Emily Butler'ın içinde bulunan sperm konusu var. | Open Subtitles | مازال هناك تواجد سائله المنوي (داخل (إيملي باتلر |
| Annelerin haberi olmadan yüzlerce yumurtayı kendi spermini kullanan Kaliforniya'daki üreme doktorunu hatırlarsın. | Open Subtitles | تتذكر طبيب الخصوبة في كاليفورنيا الذي يستعمل سائله المنوي لتخصيب مئات البويضات دون إعلام الأمهات |