| Çok önemli bir nedenden. Bayan Sutton yardım işleri için bunu sık sık düzenler. | Open Subtitles | هو لسبب جدير جدا.السيدة ساتن تعطيها في بيت إلى الشؤون الخيرية. |
| Hayatım, burası Sutton malikanesi. Bense sadece California'dan gelmiş polis tarafından aranan bir adamım. | Open Subtitles | هذا قصر ساتن.أنا مجرد رجل من كاليفورنيا مطلوبة من قبل الشرطة. |
| Ev sahibemiz, Bayan Sutton, sahip olduğu hazinenin en önemli parçalarından birini, en ünlü Sutton mücevherlerinden birini, açık artırmaya koydu. | Open Subtitles | مضيفتنا، السيدة ساتن، يرفع للمزاد أحد أكثر عزيزها الأملاك، أحد المشهور جواهر ساتن. |
| Bayanlar ve baylar, ev sahibemiz, Bayan Sutton tarafında bağışlanan bu mükemmel bilezik için açık artırmayı başlatıyoruz. | Open Subtitles | أيها السيدات والسادة، أنا سأسلي عروضك لهذا السوار الجميل الذي تبرع من قبل مضيفتنا، السيدة ساتن. |
| Ama Bayan Sutton'ın sınırlı sayıda misafir odası var. | Open Subtitles | لكن السيدة ساتن عندها المحدودة عدد غرف الضيوف، |
| Willy Sutton hırsızdı. Hitler deliydi. Ophelia hırsız değildi. | Open Subtitles | ويلي ساتن كان محتال, هتلر كان مجنون, أوفيليا لم تكن محتالة. |
| Bu haftasonu Sutton Korusu'na kampa gittik. | Open Subtitles | ذَهبنا لإقامة مخيّم فى عطلة نهاية الأسبوع في غابة ساتن |
| Sutton'dan öyle ayrılırken aklında ne geçiyordu? | Open Subtitles | ماذا كنت تفكّر بحق الجحيم الانفصال مع ساتن هكذا |
| Sutton, şimdi sana birkaç soru soracağım ama ilk önce sen bana dün geceden bahsedip neler olup bittiğini anlatmakla başlayabilirsin. | Open Subtitles | ساتن , ساسلك بعض الاسئلة ,ـ لكن لماذا لا تبدأي انتي لتخبريني كل شيئ حدث الليلة الماضية |
| Sutton dün gece odasındaydı, sınavlara çalışıyordu. | Open Subtitles | ساتن كانت في غرفتها الليلة الماضية تذاكر لامتحانات نصف الترم |
| Sutton'la kütüphaneye ders çalışmaya gideceğini söyledi ve ben ona inandım. | Open Subtitles | اخبرتني انها ذاهبه للمكتبة مع ساتن لتذاكر و صدقتها حتي اتصلت ساتن في المنزل |
| Bak hayatım, bu Sutton'ın gizlice evden kaçmasının ilk seferi değildir. | Open Subtitles | حسنا عزيزتي , هذه ليست اول مره تتسلل ساتن خارجا |
| Sence Sutton'ın bu işle bir ilgisi var mı? | Open Subtitles | اتعتقد ان ساتن لديها شيئ تفعله حيال ذلك؟ |
| Sadace bir şey söylicem, eğer kasabaya geri dönecek olursa bir daha bu eve adımını atmıcak ve kesinlikle Sutton'ı bir daha görmeyecek. | Open Subtitles | سأخبرك شيئا , لو عاد للمدينة لم يخطو خطوة واحده في هذا المنزل ثانيا و بالتاكيد لن يري ساتن مره اخري |
| Biz sadece Sutton'ın iyi olduğunu görmek istemiştik. | Open Subtitles | اردنا فقط ان نطمأن علي ساتن و نتاكد انها بخير |
| Sutton, bak, bu kasaba festivalinde pony'e binmek gibi değil, tamam mı? | Open Subtitles | ساتن هذه ليست مثل ركوب مهر في معرض الريف حسنا؟ |
| Bunu anla artık, Sutton, öyle bir şey olmayacak. | Open Subtitles | حسنا لقد اخذتيها مني , ساتن هذا لن يحدث ابدا صوت لورال عظيم |
| Siyah-Beyaz Balosunda Sutton'la aranda bir şey mi geçti? | Open Subtitles | هل حدث شيئ بينك و بين ساتن في مهرجان الابيض و الاسود؟ |
| Sutton bunları sana yapmış olabilir ama ben yapmam. | Open Subtitles | ساتن ربما فعلت تلك الاشياء لكي ,لكنني لم افعل ماذا تتحدثي عن؟ |
| Sutton, ne yaptığını anlamamızın ne kadar süreceğini düşündün ki? | Open Subtitles | ساتن" كم من المدة في اعتقادك قبل ان نكتشف ذلك؟ |
| O çocuklar yapmamış, oğlum yapmış. Saten. | Open Subtitles | لم يكونوا هم الفاعلين لقد فعلها ابني "ساتن" |
| İyi geceler, Satin. İyi geceler, Chenille. | Open Subtitles | تصبح على خير ساتن تصبح على خير شانيل |