| Arka bahçenize geçebilir miyiz, orada iki oğlumuz var. | Open Subtitles | هلا سمحتي لنا ياسيدتي بالدخول إلى ساحتك الخلفية؟ يوجد بعض الأولاد هناك |
| Siz yokken bahçenize düşürmüştük. | Open Subtitles | لقد أصقطناها في في ساحتك .عندما كنتم مسافرين |
| Geçen hafta çıkaramadığın fotoğrafı arka bahçenizde, üvey baban çekmiş. | Open Subtitles | هذه الصورة التى لم تتعرف عليها الأسبوع الماضى قد تم إلتقاطها أمام ساحتك بواسطة والدك من عائلة فوستر |
| Arka bahçenizde iki cesedin kalıntıları bulundu. | Open Subtitles | هناك بقايا من جثتين في ساحتك الخلفية |
| Bu arada, temize çıkana kadar sana başka bir silah veremem. | Open Subtitles | بالمناسبة... لا استطيع استخراج سلاح آخر لكِ قبل أن تبرأ ساحتك |
| Bana göre ise; evine gelirsin ve bahçene bakarsın. | Open Subtitles | الطريقة التي أنظر إليها ترجع للبيت تراقب عملك تراقب ساحتك |
| Bence bahçeniz bu kasabanın en güzel yeri olacak. | Open Subtitles | ساحتك ستكون واجهة البلدة |
| Şey, köpeğim, bahçenize girdi ve orada kaldı. | Open Subtitles | اسمعٍ, كلبي, كلبي عالق في ساحتك |
| Tam arka bahçenizde de diyebilirsin. | Open Subtitles | تماما في ساحتك الخلفية |
| Eğer bunu yaparsan, adını temize çıkarırım böylece masumlara yardım etmek için geri gidebilirsin. | Open Subtitles | إن فعلت، سأبرّئ ساحتك حتى تتمكّن من العودة إلى مساعدة الأبرياء |
| O zaman seni temize çıkarmanın en iyi olu-- gerçek şüpheliyi bulmak. | Open Subtitles | اذن افضل طريقة لاخلاء ساحتك... هي ايجاد المجرم الحقيقي |
| Tanrı yardımcım olsun, seni kendi arka bahçene gömerim, hem de gözümü bile kırpmadan. | Open Subtitles | بالتالي فليساعدني الرب على دفنك في ساحتك ولا تفكر في ذلك مرة أخرى |
| bahçene baktım. | Open Subtitles | لقد تفقدت ساحتك الجانبية |
| Bence bahçeniz bu kasabanın en güzel yeri olacak. | Open Subtitles | ساحتك ستكون واجهة البلدة |
| Topum bahçeniz kaçtı. | Open Subtitles | أنا (جولي)، لقد ركلت كرتي في ساحتك الخلفية |