| Pencerenin kenarında ise bir kuzgun oturmuş benimle alay ediyordu. | Open Subtitles | في حين أن غراباً كان يجلس في النافذة، ساخرا مني |
| Ve sen de onun bu depresyondaki haliyle alay ederek yıldönümüzün için bile onu bir yerlere götürmedin? | Open Subtitles | وتعاملت مع هذا الاكتئاب ساخرا لها على الهواء ولم تقدم أي خطط لذكرى لديك؟ |
| Dinimizle alay etmenin tolere edileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | للآلهة؟ هل حقا تعتقد ساخرا سوف لن يتم التسامح ديننا؟ |
| Apple'ın NeXT'den senin işletim sistemini almasıyla ilgili parodi bir yazı yazmış. | Open Subtitles | لقد كتب بيانا ساخرا بشأن شراء "آبل" لـ"نيكست" من أجل نظام التشغيل الخاص بكم. |
| Apple'ın NeXT'ten senin işletim sistemini almasıyla ilgili parodi bir yazı yazmış. | Open Subtitles | لقد كتب بيانا ساخرا بشأن شراء "آبل" لـ"نيكست" من أجل نظام التشغيل الخاص بكم. |
| Bilemiyorum. Benim amacım korkunç yapmaktı ama bununki alaycı bir gülüş oldu. | Open Subtitles | لا أعرف ، أنا كنت أحاول صنع وجه مرعب لكنه خرج ساخرا بشكل جاف أكثر |
| Birleşmiş Milletler'de bir Sovyet delegesi alaycı bir şekilde ABD’nin gelişmekte olan ülkeler gibi dış yardım alması gerektiğini ileri sürdü. | TED | اقترح مندوب الاتحاد السوفيتي في الأمم المتحدة ساخرا أن الولايات المتحدة يجب أن تتلقى مساعدات خارجية كحال الدول النامية. |
| Onun sömürgeciliğe yapılmış iğneleyici jeopolitik bir referans olup olmadığını ben bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا اعرف ان كان هذا حتى ساخرا من اشارة جغرافية سياسية للمستعمرات او لا |
| İlk defa bunu alay ederek bagajımda bağlı birine söylemedim. | Open Subtitles | مهلا، أن هذه هي المرة الأولى أنا لم قال ذلك ساخرا لشخص قيدوا في جذع بلدي. |
| Git maymun arkadaşlarınla alay et! | Open Subtitles | هل تريد أن تصبح ساخرا, اعمله إلى أصدقائك القردة ! |
| Bay Knightley, alaycı tavrınız size yakışmıyor. | Open Subtitles | سيد نايتلي , ألا يبدو انك اصبحت ساخرا |
| alaycı olmana gerek yok. | Open Subtitles | لا تحتاج أن تكون ساخرا |
| Finch, iğneleyici olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | فينتش, أعتقد بأنّك كنت ساخرا. |