| Bunun için uzun saatler ve tehlikeli geceleri toplumumuzun en aşağılık şahısları arasında geçireceksin. | Open Subtitles | بتاخد ساعات طويلة وليالي خطيرة كحاطا بأوسخ عناصر في المجتمع |
| uzun saatler sonunda, gösterinin baskisindan, ve kedicikten-- sikilmaya basladim. | Open Subtitles | بعد ساعات طويلة , وضغط العمل , النقد الحقود بدات اشعر بالملل |
| Bana bakan yüzünle arabada uzun saatler geçirdim. | Open Subtitles | لقد أمضيت ساعات طويلة في السيارة انظر إلى صورتك ووجهك يحدق بي |
| Küçük çocuklar bu videoları tekrar tekrar izliyorlar ve bunu saatlerce yapıyorlar. | TED | والصغار يشاهدون هذه الفيديوهات مرارًا وتكرارًا، ويستغرقون ساعات طويلة في مشاهدتها. |
| Bir de otomatik oynatma var, bu videoları bir döngü içinde sonsuz bir şekilde saatlerce tekrar tekrar oynatan. | TED | وهناك تشغيل تلقائي، حيث تستمر في عرض هذه الفيديوهات مرارًا وتكرارًا في حلقة لا نهائية لمدة ساعات طويلة في كل مرة. |
| Dağınık bir evde yaşıyoruz kavga ediyoruz ortaklık istediğim için saatlerce çalışıyorum ve o aramızdaki bütün sorunlar için bu bebek işini bahane olarak kullanıyor gibi. | Open Subtitles | نحن نقاتل وأنا أعمل ساعات طويلة لهذا الشيء الشريكة. وانه يستخدم الطفل باعتباره إسعافات أولية عن كل ما هو الخطأ معنا. |
| Sadece takım çalışması ve eski usül araştırma çalışmalarıyla geçirilen uzun saatlerden ibaret. | Open Subtitles | يتألف من ساعات طويلة من أعمال تحقيق ذي طراز قديم جيّدة. |
| Hepimiz yorucu ve uzun saatler çalışıyoruz ve herkesin sevebileceği birinin olması bence iyi bir şey. | Open Subtitles | وجميعنا نعمل ساعات طويلة ووجود شخص الجميع معجب به اعتقد ان هذا شيء جيد |
| Açıkçası, onlar çalışanlarının uzun saatler çalışmalarından hoşlanırlar çünkü onların işyeri onların evidir. | Open Subtitles | يحبون أن يعمل موظفوهم ساعات طويلة لأن عملهم هو منزلهم |
| ...erkek erkeğe uzun saatler boyunca konuşabiliriz. | Open Subtitles | وقد قضينا ساعات طويلة سوياً.. ، رجل لرجل. |
| Esnaflar, uzun saatler çalışabilen mükemmeliyetçi kişiler. | Open Subtitles | الحرفيين,الذين يعملون ساعات طويلة بعزلة محبون للمثالية |
| Sadece takım çalışması ve eski usül araştırma çalışmalarıyla geçirilen uzun saatler. | Open Subtitles | يتألف من ساعات طويلة من أعمال تحقيق ذي طراز قديم جيّدة. |
| Eski usül araştırma çalışmalarıyla geçirilen uzun saatler ile gerçekleşti. | Open Subtitles | احتوى ساعات طويلة من التحقيق بالطريقة التقليدية |
| Aslında evliliğim boyunca, çok uzun saatler çalıştım. | Open Subtitles | ظاهرياً طوال زواجي عملت ساعات طويلة |
| uzun saatler, mola vermeden, dinlenmeden. | Open Subtitles | ساعات طويلة , لا إستراحه لا راحة لليدين |
| Para kazanmak için saatlerce çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أعمل ساعات طويلة مقابل مال زهيد جداً |
| Pekâlâ, şimdi saatlerce düşünelim. | Open Subtitles | حسناً .. دعونا نقضي ساعات طويلة على هذا حسناً .. |
| Uzun saatlerce süren senaryo yazmalar. İşinin bir parçası. | Open Subtitles | ساعات طويلة في كتابة النصوص يجعلكَ تنسى الوقتَ |
| Onların buraya gelmelerindeki çektikleri, saatlerce çalışmaları, e emeklerini çok iyi biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين ما يتطلبه هذا العمل من ساعات طويلة وعمل شاق يبذله المصممون حتى يصلوا هنا |
| Tek yaptığı bana kötü davranmak ve beni saatlerce çalıştırmaktı. | Open Subtitles | كلّ ما فعله هو مُضايقتي وجعلي أعمل ساعات طويلة من أجله |
| Çünkü bu sadece takım çalışması ve eski usül araştırma çalışmalarıyla geçirilen uzun saatlerden ibaret. | Open Subtitles | لأنه كان عمل فريق احتوى ساعات طويلة من التحقيق بالطريقة التقليدية |