| - Geç kaldınız. - ekstra bir saat daha verdiğimizi düşünmüştük. | Open Subtitles | أنتم متأخرون لقد اعتقدنا أن نمنحهم ساعة إضافية سيدي |
| Tamam, orada solunabilir atmosfer cepleri var mı öğrenmek zorundayız. Mühürlenen bölgelerden bir saat daha sıkıştırabiliriz belki. | Open Subtitles | إذا هناك تسربات أخرى قد نفقد ساعة إضافية |
| Tamam, orada solunabilir atmosfer cepleri var mı öğrenmek zorundayız. Mühürlenen bölgelerden bir saat daha sıkıştırabiliriz belki. | Open Subtitles | إذا هناك تسربات أخرى قد نفقد ساعة إضافية |
| Telafi etmek için yarın yarım saat fazla kalabilir ya da bir ay boyunca her gün bir dakika fazla çalışabilirsiniz. | Open Subtitles | بعملكم لنصف ساعة إضافية غداً أو دقيقة واحدة لباقي الشهر |
| Saat 9'u beş geçiyor, bir saat fazla mesai oldu. | Open Subtitles | إنها التاسعة وخمس دقائق أي ساعة إضافية |
| Bu sayede sen de bir saat fazladan uyursun. | Open Subtitles | ربما يمكنكِ الحصول على ساعة إضافية من النوم؟ |
| Bir saat fazladan uyku. | Open Subtitles | Ooh، ساعة إضافية مِنْ النومِ. Mmm Mmm Mmm. |
| Bazen bu tür hikayeler yapan dergilerden duyuyorum genellikle okurlarının günde fazladan bir saat bulmalarına yardımcı olmak için | TED | سأسمعُ أحيانًا من المجلات التي تختلق قصصًا على هذا النحو: عامةً عن كيفية مساعدة قرّائهم لإيجاد ساعة إضافية في اليوم. |
| Ve burada oturup da bir saat daha bunu konuşmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لن أقضي ساعة إضافية أسمعك تتكلّمين عن هذا |
| ...telefonu on sekiz saat daha açık kalmış. | Open Subtitles | ولكنّ هاتفها كان يعمل لـ 18 ساعة إضافية .. |
| Sorun değil, düzeltmek için bir saat daha kalırım. | Open Subtitles | لا مشكلة سأؤدي ساعة إضافية للتعويض |
| Bir saat daha durursak böbreklerim iflas edecek. | Open Subtitles | ساعة إضافية وستتوقف كليتيّ عن العمل |
| Bir saat daha durursak böbreklerim iflas edecek. | Open Subtitles | ساعة إضافية وستتوقف كليتيّ عن العمل |
| Arka tarafta yarım saat fazla kaldın. | Open Subtitles | كنت كسر لمدة نصف ساعة إضافية. |
| Bir saat fazladan uyku; sadece bu. | Open Subtitles | ساعة إضافية من النوم, هذه هي. |
| Her gün fazladan bir saat bulmak gibi. | TED | إن هذا مثل إيجاد ساعة إضافية في اليوم. |
| Elektrik sorunu diye rapor edebilirim belki size ekstra bir saat kazandırır. | Open Subtitles | ،يمكنني أن أبلغ عن مشاكل كهربائية ربما تعطيك ساعة إضافية |