| Fonlara dokunulmadan ya da nakledilmeden yarım saat önce geldik. | Open Subtitles | وصلنا هنا قبل ساعة, قبل أن تُلمس أو تُنقل أي نقود. |
| 18 yaşına girmeden bir saat önce siktim. | Open Subtitles | لقد ضاجعتها لمدة ساعة قبل أن تكمل 18 سنة |
| Demek son telefonu aldıktan yarım saat önce kaybolmuş. | Open Subtitles | هذا يعني أنّه اختفى نصف ساعة قبل أن يردني آخر اتصال. |
| Geri dönmeden önce sadece yarım saatim var. Eee, öğle yemeği yemek istiyor musun? | Open Subtitles | لدينا نصف ساعة قبل أن أعود ،لنذهب لتناول الغداء |
| "Lisa gelene kadar üstümü değiştirmem için bir saatim var." | Open Subtitles | أمامي ساعة قبل أن تعاود ليزا ارتداء ملابسها |
| Neden yüzmeden önce bir saat beklemedim? Neden? | Open Subtitles | لماذا لم أنتظر ساعة قبل أن أنزل للسباحة لماذا؟ |
| Gerçekten açıklayamam ama bu "Yitzkar" bitmeden önce bir saat daha öldürebilirim. | Open Subtitles | ولكن أمامي ساعة قبل أن تنتهي خدمة طقس الذكرة ماذا؟ |
| Demek son telefonu aldıktan yarım saat önce kaybolmuş. | Open Subtitles | هذا يعني أنّه اختفى نصف ساعة قبل أن يردني آخر اتصال. |
| İçmeden bir saat önce açsanız iyi olur. | Open Subtitles | عليك أن تقوم بفتحها لمدة ساعة قبل أن تقوم بشرابها |
| Ölüm zamanını arabası bulunmadan bir saat önce olarak belirlemişsin. | Open Subtitles | حددت وقت الوفاة تقريباً منذ ساعة قبل أن يعثر على سيارته |
| Peki öldürülmeden bir saat önce seni neden aradığını sorabilir miyim? | Open Subtitles | إذا هل تريدين إخباري لمَ إتصل بك ساعة قبل أن يُقتل ؟ |
| Oraya gelmeden yarım saat önce öğrendim. | Open Subtitles | لقد عرفت حوالي نصف ساعة قبل أن تُنفّذ. |
| İntihar etmeden yarım saat önce birini aramış. | Open Subtitles | استعمل الهاتف نصف ساعة قبل أن يردي نفسه |
| Bozulma oranına bakarsak yaklaşık 72 saat önce öldüğünü söyleyebiliriz. | Open Subtitles | حسنا، بالنظر لمستوى التحلل... لقي حتفه 72 ساعة قبل أن يعثر عليه. |
| - Evet. Ne yani çıldırıp kalbimin durması için 48 saatim mi var? | Open Subtitles | إذاً ماذا الآن , هل أملك 48 ساعة قبل أن أفقد عقلي و يتوقف قلبي ؟ |
| Bu onu bir yerlerde bir çukura atmadan önce 12 saatim var demektir. | Open Subtitles | ثلاثة أيام على الأقل،لترتيب النقل هذا يعني بأنّي لدي حوالي 12 ساعة قبل أن يلقون بها |
| Ayak işlerimi yapmadan önce bir saatim var. Atış yapmak ister misin? | Open Subtitles | لديّ ساعة قبل أن اذهب لأنهي مهماتي، أتريدين الخروج؟ |
| Aletlerimizi bununla sardık. Isınmadan önce bir saat zamanımız olacak. | Open Subtitles | أحطنا محركاتنا بها، ستمر ساعة قبل أن تمر حرارة المحركات خلالها. |
| Yüzmeden önce bir saat beklemeyince öyle oluyor, diyorlar. | Open Subtitles | هذا ما يحدث إن لم ينتظر المرء ساعة قبل أن يسبح. |
| Ona "lke, suya girmeden önce bir saat beklemelisin." dedim. | Open Subtitles | "لقد أخبرته,"أيك,يجب أن تنتظر ساعة قبل أن تنزل للماء |