| Vicdandan yoksunsan trende neden bana yardım ettin? | Open Subtitles | إذا تنقص ضميري، ثمّ لماذا ساعدتني على القطار؟ |
| Sen Sallas'ı indirmeme yardım ettin. Ayrıca onca senatör ve boş ceplerini de. | Open Subtitles | أنت ساعدتني على أن أتخلص من سالس وكل هذي السينتوار |
| Baba, bu model roketi monte etmeme yardım eder misin? | Open Subtitles | هلاّ ساعدتني على بناء نموذج هذه الطائرة يا أبي؟ |
| Uçakta yardım ettiğin gibi mi? | Open Subtitles | كما ساعدتني على متن الطائرة؟ |
| Düzeni sağlamamda yardım edersen buradaki vaktinin geri kalanını katlanılabilir yaparım. | Open Subtitles | لو ساعدتني على الأوامر يمكنني أن أجعل بقية وقتك هنا محتملة |
| O gece merdivenlerden çıkmama yardım etti ve haftalardır ilk defa yatağıma gittim. | TED | لذا في تلك الليلة ساعدتني على صعود السلّم وللمرة الأولى منذ أسابيع ذهبت للنوم. |
| Ve benim, bu savaş ve mayınlarından ülkenin ne kadar derinden etkilendiğini anlamamı sağladı. | TED | لقد ساعدتني على فهم مقدار ما عانته دولتنا من جراء الألغام الأرضية والحرب. |
| Robinson Appleby'ın bana yaptığı şeyden iyileşmem için Georgia yardım ederken bu adamla baş etmenin iyi bir yolu olmadığının farkına vardım. | Open Subtitles | بما أن جورجيا ساعدتني على الشفاء من بما فعله بي روبنسن ابليبي أتيت لأرى بانه لم تكن توجد طريقة للتعامل مع ذلك الرجل |
| Matematik sınavında kopya çekmeme yardım etmiştin, ama yakalanmıştım. | Open Subtitles | لقد ساعدتني على الغش في امتحان الرياضيات لكن تم الامساك بي |
| Uzun yıllar önce bana yardımı dokunmuştu | Open Subtitles | لقد ساعدتني على مدار السنوات آمل أن تساعدك |
| Bunun doğruyu bulmama yardım ettiğini söyle. | Open Subtitles | اخبرها أنها ساعدتني على إيجاد الصواب |
| Sonra da olayı ört bas etmeme yardım ettin ki görevin de buydu zaten. | Open Subtitles | ثم ساعدتني على تغطية الأمر لأن ذلك كان عملنا |
| Denemeye korkuyordum ama sen nasıl bir şey olduğunu hatırlamama yardım ettin. | Open Subtitles | و أنا كنتُ، أنا كنتُ خائفة جدّاً من المحاولة لكنّك ساعدتني على تذكّر ما عليه الأمر |
| Biz birlikteyken neredeyse her birini yazmama yardım ettin. | Open Subtitles | حين كنا لا نزال معاً، ساعدتني على تأليفها كلها عملياً. |
| Zamanı geldiğinde hayatımı sona erdirmeme yardım eder misin? | Open Subtitles | عندما يحين الوقت هلا ساعدتني على انهاء حياتي؟ |
| Zamanı geldiğinde hayatımı sona erdirmeme yardım eder misin? | Open Subtitles | عندما يحين الوقت هلا ساعدتني على انهاء حياتي. ؟ |
| Lütfen kalkmama yardım eder misiniz? | Open Subtitles | رجاءً ، هلا ساعدتني على النهوظ ? |
| Uçakta yardım ettiğin gibi mi? | Open Subtitles | -كما ساعدتني على الطائرة ؟ |
| İnşa etmeme yardım ettiğin krallık için yaptın... | Open Subtitles | -للملكة التي ساعدتني على بنائها ... |
| Bu haftayı atlatmama yardım edersen, sana yat alırım. | Open Subtitles | لو ساعدتني على تخطي هذا الأسبوع سأشتري لك مركبا ً |
| Kalkmama yardım edersen, gidebilirim. | Open Subtitles | إذا ساعدتني على الوقوف، فسيمكنني الذهاب. |
| Ve başta, bunu kavraması oldukça zor bir şey buldum, ama bir yol, ne olduğunu anlamama yardım etti, Koltuğumun yanında bir şişe su gorüyorum, doğru mu? | TED | في البداية، اعتقدت أن هذا صعب بعض الشيء ليتقبله تفكيري، لكن طريقة وحيدة ساعدتني على ذلك، أنا أرى ذلك، لقد جلبت قارورة ماء من مقعدي، صحيح ؟ |
| O sadece başıma gelen en iyi şey değildi, aynı zamanda kendimle ilgili yanlış fikirlerime meydan okumama yardım etti. | TED | هي ليست فقط أفضل شيء حدث لي حياتي، ولكن جوان ساعدتني على تحدي مفاهيمي الخاطئة عن نفسي. |
| Sadakat denen şeyi anlamamı sağlayan biri vardı... | Open Subtitles | عرفت إمرأة ذات مرة ساعدتني على فهم الإلتزام، |
| Pizza Hut derdim ama gondoldan inmeme yardım ederken gördüğüm karın kaslarına dayanırsam sanırım Hut Güneş Gözlükleri'ndesin. | Open Subtitles | سأخمن أنه محل بيتزا لكن اعتماداً على معدتك المتموجة رأيتها عندما ساعدتني على النزول من قارب الجندول |
| Otobüsten çıkmama yardım etmiştin. | Open Subtitles | ساعدتني على الخروج من الحافلة. |
| Uzun yıllar önce bana yardımı dokunmuştu | Open Subtitles | لقد ساعدتني على مدار السنوات آمل أن تساعدك |
| Ona, bunun doğruyu bulmama yardım ettiğini söyle. | Open Subtitles | اخبرها أنها ساعدتني على إيجاد الصواب |