| Buna bana fazla rahat şekilde emirler veren İngiliz sürtük ile başlayalım. | Open Subtitles | بدءاً من ساقطة بريطانية معينة باتت مرتاحة كثيراً في إعطائي تحذيرات نهائية. |
| Lanet olasıca sürtük! Hiçbir şey değişmedi. | Open Subtitles | اللعنة، يا ساقطة كفى بكاء ً لم يتغير شــئ |
| Bu bir yalan. Öyle yaptığında yalan söylediğini anlıyorum, kaltak. | Open Subtitles | هذا كذب ، عندما تفعلين هذا أعرف أنك تكذبين يا ساقطة |
| - Sana kaltak, sana da fahişe dedi. - Bana fahişe mi dedi? | Open Subtitles | ـ لقد قالت أنكِ عاهرة وأنت ساقطة ـ نعتتني بالساقطة؟ |
| Beni adi bir fahişe gibi göstermeye çalışıyordu. | TED | كان يحاول ان يجعل منى ساقطة وضيعة الشأن |
| Seni çok kolladım biliyorsun ama bazen gerçekten orospu oluyorsun. | Open Subtitles | أوَتعلمين، لقد دافعت عنك كثيرًا ولكن أحيانًا تكونين ساقطة حقيقة |
| Varolmak için, ya bir fahişe ya da tam bir sürtük olmak zorudasın. | Open Subtitles | ليكون للفتاة وجود يجب أن تكون سافلة أو ساقطة تماما |
| Bana bak sürtük sakın başlama, tamam mı? | Open Subtitles | انظري يا ساقطة لا تتحدثي معي هكذا، حسناً؟ |
| sürtük. Benden saklanamazsın kaltak! | Open Subtitles | أيتها العاهرة, لا تستطعين الاختباء مني يا ساقطة |
| Dokuz sevgili fazla değil! Dokuz sevgili beni sürtük yapmaz ki! Neden sinirlendin ki? | Open Subtitles | تسعة احباء ليس بالكثير ، ولا يجعلني ساقطة |
| 12 yaşında çocuk babasının yatak odasında çıplak sürtük buluyor. | Open Subtitles | فتاة في الـ 12 من العمر ترى ساقطة عارية في غرفة نوم الأب |
| Ondan geriye kalan yegane şey kaltak! | Open Subtitles | ــ أحد الأشياء الفليلة التي تركتها ــ يا لها من ساقطة |
| Hesapçı kaltak. Kadınların adını kötüye çıkarıyor. | Open Subtitles | يالها من ساقطة, إنها تعطي النساء سمعه سيئة |
| Daha fazlasını da kaybedebilirim. Dünya cehennemin dibine emilebilir. Sen ise yardımımı, kız arkadaşın fahişe gibi davranıyor diye istiyorsun! | Open Subtitles | الأرض قد يمتصها الجحيم , وأنت تريد المساعدة لأن صديقتك ساقطة ؟ |
| orospu kendini salıverirse nefret ederim. | Open Subtitles | نعم أكره عندما تترك ساقطة ما نفسها تنزلق |
| - Çabuk kasayı boşalt orospu, yoksa seni yakarım. | Open Subtitles | أعطنى الفلوس يا ساقطة وإلا سأشعل فيكى النار |
| Aptal Şıllık! Ne sandın aptal Şıllık! | Open Subtitles | ساقطة غبية , هل هذا ما تظنين أيتها الساقطة الغبية ؟ |
| Onun hep sürtüğün teki olduğunu düşünmüştüm ama, şimdi anlıyorum ki. | Open Subtitles | لطالما اعتقدت أنها مجرد ساقطة ولكنها في الحقيقة أجد الأشخاص |
| Her türlü geçinilir. Ben hariç. Çünkü kaltağın tekiyim. | Open Subtitles | كل أنواع الناس يستطيعون لكن ليس أنا، أنا ساقطة |
| Aslında eminim ki bu kahpe senin kafayı folloş etmiştir. | Open Subtitles | أتعلم، أراهن أن امرأة ساقطة جعلتك في حالة يرثى لها، صحيح ؟ |
| Senin gidecek hiçbir yerin kalmayacak, cehennem sürtüğü! | Open Subtitles | وعندها , يا ساقطة الجحيم لن يبقي لديك مكان لتذهبي إليه |
| Tanrım, ne salak bir şırfıntı bu ya. Ne salak bir şırfıntıdır. Pekâlâ. | Open Subtitles | يالها من ساقطة غبية يا صاح ما الوضع مع الدجاج ؟ |
| Böyle konuşma kızım. Aman vermez bir kaltaksın sen. | Open Subtitles | لا تتكلمي هكذا أنت ساقطة لئيمة عديمة الرحمة. |
| Benim kaşar olduğumu düşünüyorsundur muhtemelen ama değilim. | Open Subtitles | لا بد انك تظن اني ساقطة |
| Ayrıca doğum öncesi yoga sınıfında sıska bir kevaşe var aynı greyfurta batırılmış çubuk gibi duruyor. | Open Subtitles | وهناك ساقطة نحيلة في صف يوغا الحوامل تبدو وكأنها عصا ابتلع جريب فروت |
| Sen harika bir fahişesin. | Open Subtitles | أنتِ ساقطة آسيوية , أنتِ ساقطة آسيوية |