| Peltek peltek konuşan kitap kurdu bir kızdı ve biçimli, kuvvetli bacakları vardı. | Open Subtitles | أتذكر أنها كانت من النوع المولع بالقراءة وتعاني من اللدغة في كلامها. ذات ساقين ضخمة ومتناسقتين. |
| Babe Ruth küçük kız bacakları olan şişman yaşlı birisinden başka birşey değildi. | Open Subtitles | لم يكن بيب روث إلا مجرد عجوز بدين ذي ساقين نسائيتين. |
| Sonra biraz daha yakında senin tay gibi bacakların varken, benimkiler dana bacağı gibi. | Open Subtitles | ثم ابعد من ذلك نبدو بشعين لك ساقين مثل الجحش و لى ساقين مثل العجل |
| Cerrahi yöntemle kesilip, eğitim alanına atılmış iki bacak bulundu. | Open Subtitles | ساقين مقطوعتين جراحياً و تم التخلص منهم في منطقة تدريب |
| Uzun bacaklar ve kısa bir gövde istersiniz. | TED | حيث تتطلب هذه الرياضة ساقين طويلتين وجذعا قصيرا. |
| Bildiğim kadarıyla, ne evim ne de bacaklarım var. | Open Subtitles | ،في الوقت الراهن لا أملك منزلاً ولا ساقين |
| Yalnızca iki bacaklı birinin bu kadar iyi dans etmesi çok şaşırtıcı. | Open Subtitles | أن أحداً لديه ساقين يستطيع أن يرقص بهذه الروعة |
| "Karma" nın elleri ya da ayakları da yok. "Karma" nın ayakları var mı? | Open Subtitles | كارما لا تملك ذراعا على الإطلاق ولا تملك ساقين هل تملك كارما ساقين؟ |
| Ama aynı zamanda Kanada'ya uzanacak bacakları da var. | Open Subtitles | إنها تخيفنا لكنّ لديها ساقين تصلان إلى كندا |
| Kalbimi testereyle ikiye böldü öyle plastik iki parçadan oluşan dandik bacakları olan kalplerden de değildi ayrıca. | Open Subtitles | هي قسمت قلبي الى نصفين لم تكن من تلك القلوب البلاستيكية التي تأتي في طقم من قطعتين مع ساقين وهميتين |
| Yavru kanguruların doğduklarında arka bacakları olmadığı doğru değil mi? Evet. | Open Subtitles | أليس صحيحاً بأن مولود الكنغر يولد بدون ساقين ؟ |
| Bu arada bacakların benimkilerden daha iyi. | Open Subtitles | لديك ساقين أفضل من التي لدي, بالمناسبة |
| Ama şimdi de daha iyi bacakların var. | Open Subtitles | لكنك تمتلكين ساقين أفضل الآن. |
| Ne kadar da güzel bacakların varmış! | Open Subtitles | إن لك ساقين رائعتين |
| Muhammed'in yaralanmasından 10 yıl sonra hala düzgün protez bacak almaya parası yetmiyor. | TED | عشر سنوات بعد إصابة محمد، ما يزال غير قادر على الحصول على ساقين اصطناعيتين مناسبتين. |
| Şimdiye kadar takma bacak taktırması gerekirdi. | Open Subtitles | لابدّ و أنّها حصلت على ساقين اصطناعيتين منذ مدة |
| Kısa saçlar, kısa ve kalın bacaklar, benim tavsiyelerime cevap vermemeler. | Open Subtitles | شعر قصير .. ساقين قصيرة لا تستجيب لـ نصائحي |
| Oraya kadar pek uzanamıyormuşum. Neyse ki bacaklarım var. - Bir dakika. | Open Subtitles | لا يتوجب عليك حقا الوصول لهذه جيد أن لديّ ساقين |
| Dünyanın en hızlı iki bacaklı hayvanıdır. ISIRIRIM | Open Subtitles | إنها صاحبة أسرع ساقين حيوانيتين في العالم. |
| Kısa, bodur ayakları üzerinde dik yürüyorlardı. Geniş kalçaları ve uzun boyunları vardı. | Open Subtitles | إنه يمشي منتصباً على ساقين قصيرتين و مـُمتلئتين. |
| Bu kısrağın iki bacağı vardı ve bana binmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | حسناً هذه المرأة كان لديها فقط ساقين وحاولت ان تصعدي عليٌ |
| Evet ama bunun iki ayaklı bir tehlike olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | أجل, و لكننا نعرف بأنّه خطرٌ يمشي على ساقين, و ربّما أكثر من واحد |
| Ellerinde bir kaza kurbanı var, iki bacağını da kaybetmiş. | Open Subtitles | لقد وصلت جثة بلا ساقين وليس معها ما يدل على هويتها |
| Bunun kanıtı da buradan, iki bacağın kırık şekilde kapı dışarı edilmemen. | Open Subtitles | والدليل على ذلك فى الواقع أنني لست على كرسي متحرك مع ساقين مكسورين |
| Hükümet metal bacaklarının parasını ödedi. | Open Subtitles | دفعوا لها مقابل ساقين اصطناعيّتين. |
| Sırf tek bacağım yerine ikisini açacaksınız diye bundan vazgeçer miyim sence? | Open Subtitles | تظنني سأتخلى عن هذا فقط لأنكم ستضطرون لقطع ساقين بدل واحدة؟ |