| Açık konuşacağım için bağışlayın, ama ortada hiçbir şey yok. | Open Subtitles | سامحوني على صراحتي ولكن، لا يوجد شئ يمكن عمله |
| Bayanlar ve baylar, böldüğümüz için kusura bakmayın lütfen ama konuşma zamanının bittiğine inanıyorum. | Open Subtitles | أيّها السيدات والسادة،أرجوكم سامحوني على المُقاطعة لكنني أؤمن بأن وقت التحدث قد إنتهى |
| "Resmi geciktirdiğim için kusura bakmayın. Neticede çok güzel bir resim çıktı." | Open Subtitles | سامحوني على التأخير في إرسال الصورة" ولكنها كانت جميلة جداً |
| Beni affedin, Konsey Üyeleri. | Open Subtitles | سامحوني على إحباطي يا أعضاء المجلس |
| Buraya sınıf atlatmaya çalıştığım için beni bağışlayın. | Open Subtitles | سامحوني على محاولة الارتقاء بهذا المكان. |
| Beni affedin, Konsey Üyeleri. | Open Subtitles | سامحوني على إحباطي يا أعضاء المجلس |
| Bu İngilizi ağladığı için affedin ama bu Mountbattenların Hindistana döndüğünden beri gördüğüm en ilginç şey. | Open Subtitles | سامحوني على البكاء، ولكن ذلك العرض كان... أكثر شهامة وكياسة منذ أن أعاد... (مونتباتن) (الهند) إلى (بونجابس) |
| Bu aptal yanlış anlaşılma için beni bağışlayın. | Open Subtitles | سامحوني على سوء التفاهم السخيف |
| Sizinle kişisel olarak görüşmediğim için beni bağışlayın. | Open Subtitles | سامحوني على عدم مقابلتكم بصفة شخصية |