| Sumner'lar haricinde birisi o koltuğa oturursa kötü şans getireceğine inanır. | Open Subtitles | يشعر بأنه سوء حظ إن جلس فيه "أحد غير عائلة "سامنر |
| Albay Sumner'a geldiği zaman merhametle herhangi bir sorunun yok gibiydi. | Open Subtitles | لم يردعك ضميرك عندما قتلت العقيد سامنر. |
| Kate Sumner, davranış psikoloğumuz. | Open Subtitles | كيت سامنر أستاذة علم النفس السلوكي |
| Sumner'ların güney Fransa'da olmaları kötü oldu. | Open Subtitles | "من السيء بأن عائلة "سامنر "في فندق "رويال ريفييرا |
| Ben Dr. Sumner Sloane, U'da Dünya Edebiyat Profesörlüğü yapıyorum. | Open Subtitles | إنّني الدّكتور (سامنر سلون) أستاذ أدب عالمي بجامعة بوسطن |
| Senin için, Sumner, dostum. İki gözümü de onun üzerinden ayırmayacağım. | Open Subtitles | من أجلك أيّها الشّيخ (سامنر) سوف أبقي كلتا عيناي عليها |
| Sumner, önceden âşık olduğun bir kadını görmene izin verdiğim için aptallık mı yapıyorum? | Open Subtitles | (سامنر) ألا تعتقد بأنّني غبيّة كي أسمح لك بالذّهاب إلى المرأة الّتي كنت فيما مضى عاشقاً إيّاها؟ |
| Eğer değilsen, özür dilerim, ama adın Sumner Slone mu? | Open Subtitles | إن لم تكن.. اعذرني هل أنتَ (سامنر سلون)؟ |
| Sumner geldiği zaman, eve gittiğimi söyler misin? | Open Subtitles | عندما يعود (سامنر) أتخبره بأنّني قد عُدت إلى البيت؟ |
| Sumner'ın izni olmadan mahkeme kararı gerekir, bu da çok zaman alır. | Open Subtitles | وسنحتاج لإذن قضائي دون إذن من (سامنر)، الشيء الذي سيتطلب وقتاً. |
| Olayı sizin için kolaylaştırayım, Dr. Sumner. | Open Subtitles | سأجعل الأمر سهلاً يا دكتور (سامنر)، يساعدنا الدكتور (بيشوب) في تحقيقاتنا الجنائية، |
| Kate Sumner, davranış psikoloğumuz. | Open Subtitles | كيت سامنر" خبيرة" السلوك النفسي |
| Söyleyin bana, Bayan Sumner, | Open Subtitles | أخبريني يا آنسة سامنر |
| - Umarım. Ben Preston Sumner III. Dedem sizi aramıştı. | Open Subtitles | أنا (بريستون سامنر) الثالث إتصل بكم جدّي مسبقاً |
| Doğrudur, efendim ama sadece bir Sumner Sumner koltuğuna oturabilir. | Open Subtitles | ، صحيح ، ياسيدي ، ولكن "لايمكن أن يجلس في مقعد "سامنر "إلا فرد من عائلة "سامنر (نعم ، هذه زوجتي ، (دايانا |
| Sumner, seni gördüğüme çok sevindim. | Open Subtitles | (سامنر) أنا سعيدة جدّاً لرؤيتك |
| - Neden Sumner'dan hoşlanmadığını biliyor musun? | Open Subtitles | -أتعلم لمَا أنت لا تحبّ (سامنر)؟ |
| Tamam, Melissa Sumner ile ilgili her şeyi anlatacağım ama dikkat etmen gerek çünkü neyin önemli olduğunu asla bilemezsin. | Open Subtitles | حسناً , سأُخبرك كل ما أعرف ... (عن (مليسيا سامنر ... ولكن أُريدك أن تنتبه لأنك لا تعرف ما أهمية ما ستفعله |
| Bir askeri Komutanınız vardı. Albay Sumner. | Open Subtitles | كان لديكم قائد عسكري العقيد (سامنر) |
| Dün Dr. Sumner ile seansınız vardı. | Open Subtitles | خضعتَ لتقييم الدكتور (سامنر) بالأمس. |