| Kıçına tekmeyi basmamam için bana iyi bir neden söyle. | Open Subtitles | أعطيني سبباً واحداً يمنعني من ركل مؤخرتك |
| Polisi aramamam için bana iyi bir neden söyle. | Open Subtitles | اعطني سبباً واحداً يجعلني لا أتصل بالشرطة |
| Senden ayrılmamam için iyi bir sebep bulabilir diye. | Open Subtitles | كنت آمل أن يجد سبباً واحداً يجعلني لاأتركك. |
| Gitmemem için tek bir sebep gösterebilir misin? | Open Subtitles | لقد فهمنا. أعطيني سبباً واحداً لماذا لا يمكنني الذهاب. |
| Adamımın kafanı koparmaması için bir tek neden söyle. | Open Subtitles | أعطني سبباً واحداً لكي لا ارسل رجلي هنا لكي ينتزع راسك |
| Geri adım atar, bir yanlış yaparsan ya da Aang'e zarar verebileceğini düşünürsem, kaderin için endişelenmene gerek kalmaz. | Open Subtitles | إذا فعلت خطوة واحدة, خطأ واحد اعطني سبباً واحداً أنك قد تُؤذي آنـج و لن تكون مضطراً للقلق عن قدرك بعدها |
| Burada, şu anda boğazını deşmemem için bana bir sebep göster. | Open Subtitles | أعطني سبباً واحداً لمَ لا يجدر بي ثقب رقبتك بهذه اللحظة |
| Onu atana veya tutmak için geçerli bir sebep gösterene kadar buradayız. | Open Subtitles | لن نرحل قبل أن يغادر أو تريني سبباً واحداً لإبقائه |
| Onunla olman için bir tek iyi neden söyle. Bir tane. | Open Subtitles | فقط اعطينى سبباً واحداً يجعلك تظلين معه فقط سبباً واحداً |
| Tamam, anladım ama sana inanmam için bana tek bir neden göster. | Open Subtitles | حسناً ، قولي ما تريدينه لكن إعطيني سبباً واحداً كي أصدقكِ |
| Bana, halka bu açıklamayı yapmamam için bir neden söyleyin. | Open Subtitles | أعطيني سبباً واحداً يمنعني من إلاعن هذا في الحال |
| Ona meyveli kek vermemem için, bana tek bir neden söyleyin. | Open Subtitles | أعطني سبباً واحداً يمنعني من إعطائه الفطيرة. |
| Neden yapamayacağıma dair iyi bir sebep ver bana. | Open Subtitles | أعطني سبباً واحداً وجيهاً لعدم وجوب فعلي ذلك |
| Seni üzüm gibi koparmamam için bana iyi bir sebep söyle! | Open Subtitles | أعطني سبباً واحداً كي لا أقوم بتقشيرك مثل العنب |
| Hemen burada boynunu kırmamam için bana iyi bir sebep söyle. | Open Subtitles | أعطني سبباً واحداً لكي لا اطعنك في رقبتك الآن |
| Bunda hemfikiriz. Gitmemem için tek bir sebep gösterebilir misin? | Open Subtitles | أعطيني سبباً واحداً لماذا لا يمكنني الذهاب. |
| Sana güvenmem için tek bir sebep göstersen dünden razıyım. | Open Subtitles | إن أعطيتني سبباً واحداً وجيهاً لذلك سأفعل. |
| - Sana güvenmem için bir tek neden söyle. | Open Subtitles | اعطني سبباً واحداً يجعلني أثق بك |
| Geri adım atar, bir yanlış yaparsan ya da Aang'e zarar verebileceğini düşünürsem, kaderin için endişelenmene gerek kalmaz. | Open Subtitles | إن قمت بخطوة واحدة إلى الوراء أو حتى زلة اعطني سبباً واحداً لأعتقد أنك قد تؤذي آنـج و لن يكون عليك القلق حول مصيرك بعد الآن |
| Burada, şu anda boğazını deşmemem için bana bir sebep göster. | Open Subtitles | أعطني سبباً واحداً لمَ لا يجدر بي ثقب رقبتك بهذه اللحظة |
| Lisa Simpson, bize siteni kapamamamız için geçerli bir sebep söyleyebilir misin? | Open Subtitles | (ليسا سيمبسون)،هل يمكنكِ أن تذكرى سبباً واحداً يجعل مجلس المدينة لايجبركِ على إغلاق ِ موقعكِ؟ |
| Bana bir tek iyi neden söyle! | Open Subtitles | - امنحيني سبباً واحداً لعينا لهذا ؟ |