| Her biri bir öncekinden daha çok insan öldürmeye çalışıyor. | Open Subtitles | كل واحد يحاول التفوق على عدد القتلى الخاص بمن سبقه |
| Çıkardıkları her film bir öncekinden daha iğrenç oluyor. | Open Subtitles | كل فيلم يطلقونه يبدو أكثر ترويع من الذي سبقه |
| Her zaman bir öncekinden bile daha çirkin bir gün doğuyor. | Open Subtitles | كل يوم يُنشأ برج جديد أقبح مما سبقه |
| Ne hayvan ama! Bu, sonuncusundan bile daha büyük! | Open Subtitles | يا له من وحش إنه حتى أكبر من الذى سبقه |
| Ne hayvan ama! Bu, sonuncusundan bile daha büyük! | Open Subtitles | يا له من وحش إنه حتى أكبر من الذى سبقه |
| Son olarak, vıcık vıcık bir gramer ve kullanım meselesi vardı, ki zamirin kendisinden önce gelenle aynı gramatik sayıya sahip olması gerekiyordu. | TED | أخيرا، كانت هناك مشكلة قاعدة نحوية بغيضة واستخدامها حيث يجب على الضمير أن يكون مطابقا عددياً لما سبقه. |
| Daireyi yağmalayacak kadar çaresizken birisinin kendisinden önce davrandığını fark etti. | Open Subtitles | يائس بما فيه الكفاية لينهب الكان حيث أتضح أن شخص سبقه لذلك |
| Hayatımda, bir önceki seneden daha iyi bir yıl olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك عام في حياتي افضل من الذي سبقه |
| Her yeni gün, bir öncekinden daha karanlık. | Open Subtitles | كل يوم أخطر من اليوم الذي سبقه... |
| sonuncusundan da hoşlanıyor gibiydi. | Open Subtitles | الذي سبقه أيضاً |
| sonuncusundan daha iyidir. | Open Subtitles | -أضمن لك أنّه أفضل ممّن سبقه . |
| "...kendisinden önce gelen şeye farklı bir anlam verir." | Open Subtitles | يعطي معنى مختلفا لما سبقه |
| Ve ilerlemek için medeniyet için her nesil bir önceki nesilden daha iyisini yapmak zorunda olduğunu anlaman gerçekten çok önemli. | TED | وانه لأمر مهم ان تفهم انه من أجل ان تحرز أي حضارة تقدما, كل جيل يجب ان يفعل افضل من الجيل الذي سبقه. |