| Lakin Bay Stuckey 34 yaşında iken hapiste ölmüştü ve annesi onun yerine savunma masasına oturmuştu. | TED | لأن السيد ستاكي توفى في السجن في عمر ال34، ولقد جلست والدته على طاولة المحامي في مكانه. |
| Belki de Bay Stuckey bugün yaşıyor olacaktı. | TED | ولربما كان السيد ستاكي على قيد الحياة اليوم. |
| Ben Philip Stuckey, Edward Lewis'in avukatıyım. Şeref konuğu nerede? | Open Subtitles | مرحبا انا "فيليب ستاكي" محامي "ادوارد لويس" اين ضيف الشرف؟ |
| Bay Stuckey sizi görmek istiyor. Ona çok önemli bir telefon görüşmesinde olduğumu söyle. | Open Subtitles | السيد ستاكي يريد مقابلتك اخبريه ان معي مكالمه هامة |
| Stuckey'nin onu söylemiş ya da bunu yapmış olmasından pek de mutlu değilim. Ama o benim avukatım. | Open Subtitles | انا اسف انا لست سعيدا بما فعله او قاله ستاكي |
| Bay Stuckey sizi görmek istiyor. Ona çok önemli bir telefon görüşmesinde olduğumu söyle. | Open Subtitles | السيد ستاكي يريد مقابلتك اخبريه ان معي مكالمه هامة |
| Stuckey'nin onu söylemiş ya da bunu yapmış olmasından pek de mutlu değilim. Ama o benim avukatım. | Open Subtitles | انا اسف انا لست سعيدا بما فعله او قاله ستاكي |
| Pell. Kocası Ray Stuckey'nin yardımcısı. | Open Subtitles | " بيل " زوجها القديم هو النائب " ريو ستاكي " |
| Belki bir gün "Bay Stuckey" demek zorunda kalmayacağız. | Open Subtitles | ربما سيأتي الوقت ولا نضطر للقول سيد " ستاكي " |
| Bir gün gelecek, sadece "Stuckey" ya da "Şerif" diyeceğiz. | Open Subtitles | سيأتي يوم نقول فيه " ستاكي " أو " عمدة " |
| Sen olmalısın çünkü Clayton Townley ve Ray Stuckey orada olacak kadar zekiydi. | Open Subtitles | لابد أنه ليس أنت لأن " كلينتون " و " ستاكي " ليسوا أغبياء ليكونوا هناك |
| Kendi kıyafetlerim varken, Stuckey gibi biri bana geldiğinde halledebilirim, hazırlıklıyım. | Open Subtitles | لماذا لم تدعني ارتدي ملابسي انا لم افعل اقصد انه بملابسي عندما يأتي الي شخص مثل ذلك ال"ستاكي"الي |
| Her zaman bana Stuckey gibi davranabileceğini, buna hakkı olduğunu düşünen biri hatta senin bir arkadaşın olur. | Open Subtitles | سيكون هناك دائما شخص ما حتي لو كان احد اصدقاءك سيعتقد انه من الممكن ان يعاملني بنفس الطريقه التي عاملني بها ستاكي سيعتقد انه من المسموح به |
| Marge, bu kilise ruhani konseyinin acil toplanmasını gerektiriyor. Stuckey Lokantasına! | Open Subtitles | هذا يستدعي اجتماعاً طارئاً لمجلس الكنيسة الروحاني ، إلى مطعم (ستاكي) |
| - Buraya Şerif Stuckey ile görüşmeye geldik. | Open Subtitles | - نحن هنا لمقابلة العمدة " ستاكي " |
| Kendi kıyafetlerim varken, Stuckey gibi biri bana geldiğinde halledebilirim, hazırlıklıyım. | Open Subtitles | لماذا لم تدعني ارتدي ملابسي انا لم افعل اقصد انه بملابسي عندما يأتي الي شخص مثل ذلك ال"ستاكي"الي استطيع التعامل مع الموقف اكون مستعده |
| - Ben Sheriff Stuckey. | Open Subtitles | - أنا العمدة " ستاكي " |
| - Ya Şerif Stuckey? | Open Subtitles | - والعمدة " ستاكي " ؟ |
| Bu Bay Stuckey'nin arabası mı? | Open Subtitles | هل هذه سيارة سيد "ستاكي "؟ |
| Hector Stuckey. | Open Subtitles | (ادعى (هيكتور ستاكي |