| Arkadaş olmaya çalışacağız demedik mi? Kiminle konuşacak, Luke ile mi? | Open Subtitles | ,لقد أتفقنا أن نحاول أن نكون أصدقائها مع من ستتكلم ؟ |
| Çocuklar, anneniz biraz Frankie Amca ile konuşacak, tamam mı? | Open Subtitles | اسمعوا ايها الاولاد امكم ستتكلم للعم فرانكي لدقيقة, حسنا؟ |
| Sen o kızı alırsan eğitmenlere boğarsın beyin takımının ortasına atarsın, orada tüm hayatı boyu bir avuç Rus herifle "zoraki sıfır" lardan başka konuşacak şeyi olmaz. | Open Subtitles | ستأخذين تلك الفتاة، وتثقلين كاهلها بالأساتذة ثم ستعيرينها لمجموعة بحث ما حيث ستتكلم عن معادلات الرياضيات |
| Tamam, bugün okuldan sonra Andie ile konuşacaksın o zaman. | Open Subtitles | حسناً , انت ستتكلم مع " آندي " بعد المدرسة |
| konuşacaksın, duydun mu beni? | Open Subtitles | لا اريد اي من اشارات اليد ستتكلم , هل تسمعني |
| İşlerin bu kadar karışacağını bilseydin ilk gün benimle barda yine de konuşur muydun? | Open Subtitles | اذا علمت ان هذا سيصبح معقدآ, هل كنت ستتكلم معي تلك الليله في الحانه? |
| Nasıl olsa, doğru zamanda konuşacak. | Open Subtitles | على أي حال، هي ستتكلم في الوقت المناسب |
| Kingsley ile Sherry konuşacak. | Open Subtitles | ان شيري هي التي ستتكلم مع كينزلي |
| Son bölümü sevdin mi yoksa konuşacak mısın ? | Open Subtitles | هل تريد أن نستمر في هذا أم أنك ستتكلم ؟ |
| Yarın bütün gazeteler bunu konuşacak. | Open Subtitles | ستتكلم كل المقالات بهذا الشأن في الغد |
| Şimdi China Birenbaum-Katz Shimini hakkında konuşacak. Tanrım! | Open Subtitles | الصينيه بيرنباوم-كاتز ستتكلم بعدي عن شيميني أوه، يا إلهي |
| Ne olduğunu söyleyeyim: ya konuşacak yada kızaracaksın. | Open Subtitles | مالذي يجري؟ ستتكلم وإلا سأحرقك. |
| konuşacak mısın karar ver. | Open Subtitles | هل ستتكلم أم لا ؟ |
| Daha konuşmama izin vereceklerini bile bilmiyorum. konuşacaksın tabii. | Open Subtitles | ولا أعرف حتى لو كانوا سيسمحون لي بالكلام - ستتكلم - |
| Bugün sen konuşacaksın ve ben seni dinleyeceğim. | Open Subtitles | اليوم أنت ستتكلم . و أنا سأستمع |
| Ama iyi haber, şu anda buraya geliyor sen benim yerime onunla konuşacaksın. | Open Subtitles | لكن الأخبار الجيدة هي أنها بطريقها إلى هنا و أنت ستتكلم معها بالنيابة عني - لا - |
| konuşacaksın eninde sonunda. Şimdi söyle işte. | Open Subtitles | ستتكلم عاجلاً أم آجلاً، فلتتكلم الآن |
| Daha konuşmama izin vereceklerini bile bilmiyorum. konuşacaksın tabii. | Open Subtitles | ولا أعرف حتى لو كانوا سيسمحون لي بالكلام - ستتكلم - |
| Sen yanında olursan, konuşur diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت فى أنكِ لو كنت معنا ربما ستتكلم |
| Konuşmaya hazır olunca konuşur. | Open Subtitles | ستتكلم حينما تكون مستعدة لذلك. |
| İkimizde öteceğini biliyoruz, hadi öt bakalım. | Open Subtitles | نعرف نحن الاثنين أنك ستتكلم لذا ابدأ بالكلام |
| Konuşmanı isterlerse konuşursun. | Open Subtitles | إن رغبوا منك الكلام فأنت ستتكلم |
| Ne oldu ki? Başkanın, bu öğleden sonra orada konuşması var. | Open Subtitles | الرئيسة ستتكلم من هناك عصر اليوم. |