| Ve ben artık olmadığımda ikimizin de anıları hızlıca yok olacak. | Open Subtitles | عندما لم أكن كذلك ذِكرى كلانا ستتلاشى بسرعة |
| İklim, geçtiğimiz onyılın sıcaklıklarında kalırsa Grönland yok olacak. | Open Subtitles | إن استمر الطقس كما هو حاله الآن فبنهاية العِقد ستتلاشى المساحات الخضراء |
| Bu yüzden de yakında yok olacak. | Open Subtitles | لذلك فى النهايه ستتلاشى |
| Ama efendim, eğer zamanında büküm hızına ulaşmazsak tüm insanlık yok olur. | Open Subtitles | لكن يا سيّدي، إذا لمْ ننطلق في الوقت المناسب، فالبشريّة جمعاء ستتلاشى. |
| Onu bırakmazsan bu içgüdüler yok olur. | Open Subtitles | إن أبقيت عليه، فإن غرائزه ستتلاشى. |
| Tüm bozuk paralar gittiğinde Siu Sin yok olacak. | Open Subtitles | ،عندما تذهب العُملات ستتلاشى (سين سيو) في الحال |
| Söylemeye çalıştığım, kendimizi toparlayıp şükrederek yolumuza devam etmemiz gerek, çünkü eğer etmezsek Titus, bu şirket yok olacak. | Open Subtitles | المغزى هُو أن نلمّ شتات أنفسنا، ونُسامح أنفسنا، ونمضي قُدماً بحياتنا، لأنّه إذا لمْ نفعل ذلك، فإنّ هذه الشركة ستتلاشى يا (تايتوس). |
| Yanlış ipi kesersen Siu Sin anında yok olur. | Open Subtitles | ،إذا قطعت الخيط الخطأ سين سيو) ستتلاشى في الحال) |
| Şayet Teğmen Chloe'yi beklemezsek işte o zaman bizim insanlığımız yok olur. | Open Subtitles | وإذا لمْ ننتظر المُلازم (كلوي)، فإنّ بشريّتنا ستتلاشى. |