| Bugün, onun yerine beni dinleyeceksin. | Open Subtitles | ولن تكون هنا. اليوم، ستصغي إلي بدلاً من. |
| Sözümü dinleyeceksin. | Open Subtitles | أنا شقيقك و قبطانك و ستصغي إليّ |
| Ama bu sefer dinleyeceksin çünkü dinlemezsen hayatının geri kalanında yani sonsuza kadar pişman olursun. | Open Subtitles | -لكنّك ستصغي هذه المرّة لأنّك إنْ لمْ تصغِ، فستندم لبقيّة حياتك والندم في حالتك أبديّ |
| Polisin bir daha bakmasını önerirsen, seni dinler. | Open Subtitles | إن اقترحتِ عليها أن تجعل الشرطة يلقون نظرة أخرى، ستصغي |
| Sana kullanmamanı söylesem dinler miydin? | Open Subtitles | ، لو أخبرتك ألّا تستخدمه فهل ستصغي لي ؟ |
| Beni dinlemez ama seni dinleyecektir. | Open Subtitles | لن تصغي إلي، لكنها ستصغي إليك. |
| dinleyeceğini düşünmemiştim. Beni kimse dinlemez ki. | Open Subtitles | لم أكن أظن أنها ستصغي إليّ لا يصغي إليّ أحد أبداً |
| John Locke'un söylediği her şeyi dinleyeceksin ve tüm emirlerini yerine getireceksin. Anladın mı? | Open Subtitles | ستصغي لكلّ كلمة يقولها (جون لوك) وستطيع كلّ أمر يصدره، أتفهم؟ |
| Evet doğru ve beni dinleyeceksin. | Open Subtitles | ،أجل، صحيح وانت ستصغي لي |
| Bak, Ron, yerdeyiz, beni dinleyeceksin. | Open Subtitles | أنظر ، (رون) ، هنا بالأسفل ، ستصغي لي |
| Burada ne olduğunu görünce sözümü dinleyeceksin. | Open Subtitles | -عندما ترى ما لديّ هنا، ستصغي |
| İnsanlar seni dinler. Öne çık. | Open Subtitles | الناس ستصغي لك واجه التحدي إذن |
| Belki seni dinler. | Open Subtitles | ربما ستصغي إليكم |
| Hiç dinler mi? | Open Subtitles | وتحسب أنّها ستصغي إليّ |
| Beni dinler miydin ki? | Open Subtitles | -وهل ستصغي إليّ؟ |
| Asena. Neyin degismesi gerektigini düsünüyorsan, ona açikla. dinleyecektir. | Open Subtitles | (أثينا)، اشرحي لها ما الذي يستوجب التغيير برأيك، وهي ستصغي |
| dinleyeceğini düşünmüştüm ama dinlemedi. | Open Subtitles | أعتقدت بأنها ستصغي إليّ... ولكنها لم تفعل |