| Ama ben kullanırım. Senin okuyacak bir kitabın var. | Open Subtitles | ولكن انا سأتولى القيادة وانت ستقرأ الكتاب |
| Vücuduna hükmetmek için, algılayıcılar uzaktan kumandanın sinyallerini okuyacak. | Open Subtitles | المحسّسات ستقرأ الإشارة من جهازي عن بعد للسيطرة على جسمك |
| İnsanlar sizin hakkınızda okuyacak ve yakında Vietnam'a gitmek istemeyecekler | Open Subtitles | الناس ستقرأ عنكم ، وقريبا ، من يعلم ربما لن يكون هناك احد مستعد للذهاب الى فيتنام |
| Ve Madison'a 2 hikaye yerine 3 hikaye okuyacaksın. | Open Subtitles | و أنك ستقرأ لماديسون ثلاثة قصص بدلا من إثنتين |
| İstesen de istemesen de hava raporunu okuyacaksın. | Open Subtitles | سواء أعجبك هذا أم لا ستقرأ النشرة ألجوية |
| Kapıyı ben çalarım, sen de kartları oku. | Open Subtitles | أنا سأقرع، وأنت ستقرأ بالبطاقات. |
| Haberi son baskıda okursunuz. | Open Subtitles | أنا متأكّد أنك ستقرأ عنها في الطبعات الأخيرة. |
| Sekizle seksi karıştırıyorsa odanın diğer tarafındaki dudakları nasıl okuyacak? | Open Subtitles | إن لم تستطع تمييز "سادسة" عن "جنس"، فكيف ستقرأ الشفاه عبر غرفة؟ |
| Ben de gerçek olunca annem bana kitap okuyacak, beni yatağıma yatıracak beni dinleyecek, yanıma sokulacak ve her gün, yüz kez, beni sevdiğini söyleyecek. | Open Subtitles | عندما أصبح حقيقيا... ستقرأ لي أمي القصص... حتى أنام... |
| Evet, kardeşim Amerikalı kadın şairlerden şiir okuyacak. | Open Subtitles | نعم, أختي ستقرأ لشعرات أميريكيات |
| Tamamdır. Lil dosyayı tekrar okuyacak. | Open Subtitles | حسناً, ليل ستقرأ القضية مجدداً |
| Anlaşılan "bu partinin altıncı sayfası "dünyayı Thorpe'a göre" okuyacak. | Open Subtitles | يبدو أن "الصفحة السادسة" من هذه الحفلة ستقرأ العالم وفقا لـ "ثورب". |
| Şimdi Susan Fernbach Mark'ın en sevdiği şiirlerinden birini okuyacak. | Open Subtitles | والأن (سوزان فرنكباك) ستقرأ واحدة (من اكثر القصائد المفضلة ل(مارك |
| Ve şimdi yatılı okuldan yeni dönen kızım Jessica size biraz önce okuduğum bölümü okuyacak. | Open Subtitles | .. (والآن ابنتي (جسيكا التي عادت تواً من المدرسة الدينية ستقرأ ذات النص الذي قرأته |
| Neyi okuyacak? | Open Subtitles | أفترض أنها ستقرأ هذا |
| Ama hançerime karşılık, sen de o mektubu bana okuyacaksın. | Open Subtitles | لكنك ستقرأ لي تلك الرسالة مقابل الخنجر |
| Hindu papaz ve rahip açılışı yaptıktan sonra bunu okuyacaksın. | Open Subtitles | حسناً ، ستقرأ أنت هذا. بعد أن يرحب القس ورجل الدين الهندوسي بالجميع |
| Bir kitap daha m okuyacaksın ibne? | Open Subtitles | ستقرأ كِتاباً آخَر أيها الشاذ؟ |
| - Ona oku, Dayton. | Open Subtitles | هل ستقرأ شيئاً لي؟ |
| Yarın gazetelerden okursunuz. | Open Subtitles | ستقرأ بشأن ذلك في الصحف غداً |
| - Hikaye çıkacak, Albay. - Bilimkurguymuş gibi okuyacağım, Armin. | Open Subtitles | القصة أنتهت , كولونيل هى ستقرأ مثل قصص الخيال العلمى , أرمن |
| - Bana bir hikâye mi okuyacaksınız? | Open Subtitles | هل ستقرأ لي قصة؟ |
| Baba... Eminim bunu gazetelerden okursun. | Open Subtitles | أبي، متأكدٌ أنّكَ ستقرأ حول ذلك في الجرائد |