| Eğer avukat olacaksan, bunlardan birine ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | إذا أردت أن تصبح محامياً، ستكون بحاجة إلى واحد من هذا |
| Bunlara ihtiyacın olacak. New York Polis Departmanı markalı. | Open Subtitles | ستكون بحاجة لهذا ,علامة تجارية إدارة شرطة مدينة نيويورك |
| Çünkü burada adalet istiyorsan senin de adalete ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | لأنّه إذا أردت تطبيق العدالة هنا فأنت ستكون بحاجة للعدالة .. |
| Eğer melek annen gece Lily'i besleyecekse, süte ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | انت تعرف، ان صدف امك لتريد ان تطعم ليلي في الليل ستكون بحاجة ال الحليب |
| Ayrıca küçük kızının sana ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | و.. بسبب فتاتكِ الصغيرة ستكون بحاجة إليكِ. |
| Hey, dinleyin. Yardımıma ihtiyacınız olur diye bunları ödünç aldım. | Open Subtitles | أسمعوا، فكرت أنّكم ستكون بحاجة لمساعدتي، لذا أستعرت هذا الشيء. |
| Şuna ihtiyacın olabilir. | Open Subtitles | ستكون بحاجة لهذا. |
| - Ben olsam, elimdeki herkesi getirirdim. Çünkü bir orduya ihtiyacınız olacak. | Open Subtitles | أحضر كلّ رفاقك، يارجل لأنّك ستكون بحاجة لجيش |
| Bu yüzden cesedi incelerken yardıma ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | لذلك ستكون بحاجة لمساعدة في فحص الجثة |
| Çünkü yeni bir meme ucuna ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | لأنك ستكون بحاجة إلى حلمة أخرى لك |
| Görünüşe göre yeni bir taneye ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | يبدو أنّكَ ستكون بحاجة إلى واحد جديد. |
| Eh, yardımıma ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | أجل ، حسناً ، ستكون بحاجة لمساعدتيّ. |
| Evet. Öyleyse gümüş kurşuna ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | ستكون بحاجة لرصاصات فضية |
| Yani, muhtemelen daha iyi bir avukata ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | لذلك ستكون بحاجة لمحامٍ أفضل |
| İhtiyacın olacak. | Open Subtitles | -حظاً طيّباً . ستكون بحاجة إلى ذلك. |
| Jeff, işler duygusal ve karmaşık hale geldiğinde bana ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | (ستكون بحاجة لي يا (جيف عندما تتحول إلى الأمور إلى فوضى عاطفية |
| Sadece şu gerçeğe hazır ol, sana ihtiyacı olacak ama bunu bilmiyor olacak. | Open Subtitles | فقط كن مستعداً لحقيقة إنها ستكون بحاجة إليك، لكنها لن تعرف ذلك. |
| Boyunluğa ihtiyacı olacak, bunun dışında gayet iyi. | Open Subtitles | ستكون بحاجة إلى دُعامة عُنق واسطوانة و لا يوجد شئ آخر |
| Hakkımı uçuşun ortalarına saklıyorum. Annenin bir kadeh şaraba ihtiyacı olacak. | Open Subtitles | لكن سأحتفظ بحقي لأبادله في منتصف الرحلة لأن الأم ستكون بحاجة إلى كأس نبيذ |
| Fakat belki başka bir şeylere ihtiyacınız olur. | Open Subtitles | لكنك ربما ستكون بحاجة لاستخدام البعض منها |
| Şuna ihtiyacın olabilir. | Open Subtitles | ستكون بحاجة لهذا. |
| Teşkilata yeni bir direktör atadığınızda sizin çıkarlarınızı koruyacak birine ihtiyacınız olacak. | Open Subtitles | عندما تُعين مديرا جديدا للوكالة ستكون بحاجة إلى شخص يعمل لصالحك |