| Piskoposların sen yokken kabul ettikleri, on kanun taslağını onaylayacak mısın? | Open Subtitles | هل ستوافق إذن على المقترحات العشر التي وافق عليها الأساقفة بغيابك، |
| Sigarayı senin gözünde söndürmeme izin verirsen, söndürürüm sigarayı kabul mu? | Open Subtitles | أجل، سأقوم باطفائها إذا سمحت لي أن استخدم بؤبؤ عينك لذلك هل ستوافق على ذلك ؟ |
| İşe yarar bu! Sence evet der mi? | Open Subtitles | هذا يمكن أن ينفع هل تعتقدي أنها ستوافق ؟ |
| Anderson, evlenme teklif ettiğinde... beni muhtemelen dünyada evet diyecek tek kız olarak düşündün. | Open Subtitles | اندرسون, عندما طلبت مني الزواج من المحتمل انك اخترت الفتاة الوحيدة في العالم التي ستوافق |
| "işte benim erkekim" derim ve kız kardeşim onaylar... | Open Subtitles | أني فكرت بأن هذا رجل ستوافق عليه أختي |
| Ama kokaini bulursanız eminim Kolombiya hükümeti o evrakları onaylayacaktır. | Open Subtitles | ،لكنك ستجد ذلك الكوكائين وٍسأتمكن من الضمان لك أن الحكومة الكولومبية ستوافق على ذلك |
| O da bunu onaylardı. | Open Subtitles | فانها كانت ستوافق |
| Sana kampanyaya katılır mısın diye sorduğumda, evet diyeceğini varsaymıştım. | Open Subtitles | عندما طلبت منك الانضمام للحملة أنّك ستوافق |
| O konuda sana katıldığım bazı noktalar var. Herkesin hastasını istediği şekilde tedavi etmesi kendi çıkarınadır. | Open Subtitles | أظن ستوافق أن هناك مجال آخر لاعلاج لمصلحة الجميع |
| YMB'dekiler bu gece yola çıkmaya hazır. İzin verirseniz, ki vereceğinizi umuyorum. | Open Subtitles | الفريق مستعدّ للمغادرة هذه الليلة، شريطة موافقتكَ، حيث أفترض انّكَ ستوافق |
| Hatta tüm yetkilerini elinden almak isteyen hastane yöneticisiyle de konuştum, uzun süreli ücretli bir izin almayı kabul etmen gerek. | Open Subtitles | إذا كنت ستوافق على أخذ إجازة طويلة. سأحاول. |
| Şartlarımızı kabul edip ikinci patlamayı iptal edeceksin. | Open Subtitles | ستوافق على شروطنا وتقوم بإيقاف التفجير الثاني |
| kabul edeceğin hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | في الحقيقة, لم أعتقد بأنك ستوافق على هذا |
| kabul edeceğin hiç aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | في الحقيقة, لم أعتقد بأنك ستوافق على هذا |
| Fakat niye takımlar bizimle bu turnuvada oynamayı kabul etsin ki? | Open Subtitles | ولكن لماذا ستوافق اي من هذا الفرق ان تلعب في هذه الدورة ؟ |
| Bilmem. Sence kabul eder mi? | Open Subtitles | لا أعلم , هل تعتقدين أنها ستوافق علي هذا ؟ |
| Ama onunla konuşursan, evet der bence. | Open Subtitles | لنخرج من هنا إذاً أعتقد أنها ستوافق لو تحدثت إليها |
| Yine de sen konuş, evet der bence. | Open Subtitles | لا.. لا.. أعتقد أنها ستوافق لو تحدثت إليها |
| Ben oraya gelsem annen bir şey der mi? | Open Subtitles | وهل ستوافق والدتك إن ذهبت إليكم؟ |
| Evet diyecektir. Tabii ki diyecek. | Open Subtitles | ستوافق، بالطبع ستوافق |
| Biraz erkek ol. Evet diyecek. | Open Subtitles | استرجل فحسب، وهي ستوافق. |
| Sence beni onaylar mıydı? | Open Subtitles | هل تعتقد إنها ستوافق على؟ |
| Leydi Catherine de, sizin alçakgönüllülüğünüzü, tutumluluğunuzu ve diğer özelliklerinizi anlattığımda bunu onaylayacaktır. | Open Subtitles | أظن هذا صحيحاً، ستوافق لايدي (كاثرين) تماماً عندما أحدثها عن... تواضعك، اقتصادك، و صفاتك الودودة |
| - Sanırım annem de onaylardı. | Open Subtitles | أظن أن أمي ستوافق |
| "Evet" diyeceğini biliyorsun. | Open Subtitles | ،الذهاب إلى الحفل الراقص ستوافق |
| O konuda sana katıldığım bazı noktalar var. | Open Subtitles | *أظن أنك ستوافق على دورة علاج مختلفة* |
| - Ona fazla mesai izni vereceğinizi söyledim. | Open Subtitles | أخبرته أنك ستوافق على الساعات الإضافية. |