| Francis, sanırım bu sefer oturmak isteyeceksin. | Open Subtitles | فرانسيس إعتقدت أنك ستود الحضور لهذه الجلسة |
| Ağrı konusunda haklıysam her şeye saldırmak isteyeceksin. | Open Subtitles | إن كان الألم هو السبب فعلاً ستود إنهاء الأمر سريعاً |
| Eminim ki senin gibi özverili görünen bir hayranla tanışmak isteyecektir. | Open Subtitles | أنا متأكّدة أنّها ستود أن تقابل معجبين مخلصين مثلكِ |
| Düşündüm de, belki de kazadan önce ne üzerinde çalıştığımızı görmek istersin. | Open Subtitles | أعتقد بانك ستود أن ترى ما كنا نعمل عليه قبل وقوع الحادثة |
| Arabuluculuk sırasında seni sikmek isteyeceğini söylemiştin, yani haklıydın. | Open Subtitles | قلت أنها ستود أن تضاجعك في الاجتماع أنت كنت علي حق |
| Tatlım, annen hala sağ olsaydı sadece şu anda mutlu olup olmadığını bilmek isterdi. | Open Subtitles | عزيزتي، لو كانت أمك موجودة، كل ما ستود معرفته هو أنك سعيدة، وأنت غير سعيدة الآن |
| Yalnızca birkaç soru soracağız ve eminim siz bunun gizli kalmasını istersiniz. | Open Subtitles | مجرد أسئلة و أنا واثق أنك ستود أن تكون سرية |
| Halbridge'in işini bitirirsek, Sara'nın ilk yapmak isteyeceği şey FBI binasından çıkmak olur. | Open Subtitles | حسناً، إذا أستطعنا أن نوقع بـِ (هالبريدج) فأن أول شيء ستود (سارة) أن تفعله أن تخرج من مبنى مكتب التحقيقات الفدرالي هذا |
| Dinle, aramızdakilerin kolay olmadığını biliyorum ve birbirimize karşı tam olarak dürüst olmadık ve muhtemelen beni öldürmek isteyeceksin. | Open Subtitles | , اسمع , أعرف أن الامور لم تكن سهلة بيننا , و لم نكن صريحين إلى بعضنا و على الأرجح أنك ستود ان تقتلني |
| Cinsel benzetmeyi duymak isteyeceksin. Hayır bunu duymak-- | Open Subtitles | ستود أن تستمع للتشبيه الجنسي - ..ألم يكن هذا - |
| Yakında gitmek isteyeceksin. | Open Subtitles | قريباً ستود الرحيل |
| Yakında buraya dönüyor ve Bayan Williams'ı ziyaret etmek isteyecektir. | Open Subtitles | إنها ستعود إلى المنطقة وأعلم أنّها ستود زيارة السّيدة (وليامز) |
| Yok, bunu birlikte yapmak isteyecektir. Şampanya için para harcamıştır. | Open Subtitles | كلا، أعتقدُ أنّها ستود فعلها سوياً أعلمُ أنّها حضرت بعض "الشامبانيا" |
| İnsanlar buranın kime ait olduğunu bilmek isteyecektir. | Open Subtitles | الناس ستود معرفة من .يملك هذا المكان |
| Kim bilir, belki bir gün Beyaz Saray'ın havuzunu filan temizlemek istersin. | Open Subtitles | من يعلم؟ ، ربّما يوماً ما ستود أن تنظف مسبح البيت الأبيض أو شيء ما. |
| Belki de şimdi benimle biraz vakit geçirmeyi istersin. | Open Subtitles | ربما ستود الآن أن تقضي بعض الوقت معي |
| Sen de şu anda o zengin olduğu için onunla bir araya gelmek isteyeceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | وأنت تعتقد انها ستود العودة اليه مجدداً بما انه اصبح غنياً. |
| Ben de kazanan tarafta olmayı isteyeceğini varsaymıştım zaten. | Open Subtitles | افترضت أنك ستود الالتحاق بالفريق الرابح. |
| Hadi, bir parça pasta yiyelim ve gülümseyelim.O bunu görmek isterdi. | Open Subtitles | هيا ، تناولي بعض الكعك وأرينا إبتسامه. هذا ما كانت ستود أن تراه. |
| Biliyorum ki boynundan aşağısı felce uğrasa, fişini çekmemi isterdi ve çekeceğim. | Open Subtitles | اعلم انه ان تعرضت هي للشلل يومامامن العنقالى الاسفل، ستود مني ان افصل عنها اجهزة ادامةالحياة،وسأفعلُذلك. |
| ve eğer Mordor alanında orklara karşı savaşacaksanız Raz al Ghul'a karşı muhtemelen sağdaki büyük olanı istersiniz değil mi. | TED | و إذا كنت تنوي قتال العفاريت في ساحات موردور ضد "راز ال جول" ستود أن تكون الأكبر ، صحيح |
| Doktor Clarkson'ı da getirdim çünkü sizin ve hatta Cora'nın da duymak isteyeceği bir şey var. | Open Subtitles | أحضرنا دكتور (كلاركسون) معنا لأن هناك شيئاً ستود أنت و(كورا) سماعه |
| Kaptan, bunu görmek isteyebilirsiniz efendim. | Open Subtitles | أيها الكابتن , ربما ستود أن ترى هذا |