| Ruh Hastalıkları'na gitmesi gereken itaatsiz mahkûm zapt edildi. | Open Subtitles | سجينه جامحه بحاجه الى ضبط النفس . و أخذها للطبيب النفسي |
| mahkûm, küflü pirinçten dolayı şikayetler var. | Open Subtitles | توجد شكوات حول وجود عفن في الرز يا سجينه |
| - Sorun neyse eminim ki danışmanın yardımcı olabilir mahkûm. | Open Subtitles | أنا متأكد من انه شيء سيسعد مستشارك بمساعدتك به يا سجينه |
| Benim mahkum etti! Beni küçük düşürdü! Ona fidye vermek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد جعلني سجينه, لقد اعتصرني وجعلني أدفع له الملايين كفدية |
| Kalk şu ayaklarının üstüne mahkum! | Open Subtitles | قفي على قدميك اللعينه, يا سجينه |
| Leviathan tarafından esir alınmıştı, ama kaçmış. | Open Subtitles | لقد أٌخذت سجينه على متن الليفازان ولكنها هربت |
| Artık yalanlarının esiri olamayacağım. | Open Subtitles | لن أكون سجينه لأكاذيبك بعد الآن |
| Keşke size verecek bir şeylerim olsaydı. Ama ben bir tutsağım. | Open Subtitles | أَتمنّى لوأن لدي شيء أعطيك إياه لكني سجينه كما ترى |
| hayatımın geri kalanında kalende tutsak olmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أبقى سجينه فى قصرك أو قلعتك لبقيه حياتى |
| Sadece burada durmuş işimi yapıyorum, profesyonel bir tutuklu gibi davranıyorum. | Open Subtitles | انا اقف هنا فقط واقوم بوظيفتي كوني سجينه محترفه |
| Buradaki herkes hapiste değil, şansına küs mahkûm. | Open Subtitles | لسوء الحظ لكِ يا سجينه ليس الجميع هنا محبوسين |
| Yüksek güvenlikleye gidiyorsun, mahkûm. | Open Subtitles | انت ستذهبين للحراسه المشدده بالتأكيد يا سجينه |
| Şu an bununla uğraşamam, mahkûm. Ülser olacağım yoksa. | Open Subtitles | لا أحتاج هذا الآن يا سجينه أنا بدأت اصاب بالقرحه |
| - Evet, mahkûm. Bunu doğru yoldan yapalım. | Open Subtitles | نعم لنبقي الوضع تقليدياً يا سجينه |
| Tecrite gidiyorsun mahkûm. | Open Subtitles | ستذهبين إلى الحبس الإنفرادي يا سجينه |
| Ben mahkum değilim, Mr. Lane. | Open Subtitles | "أنا لم أعد سجينه بعد ، سيد "لين |
| Roger, beni çok uzun süre mahkum gibi tuttu. | Open Subtitles | روجر أبقاني سجينه لمدّة طويلة |
| Bir mahkum taş ve burulmuş çelikle kapana kısılmış. | Open Subtitles | - سجينه مغطاه بالاحجار والصلب الملتوي - |
| O onu esir tuttu 15 yıldırormanları. | Open Subtitles | لقد جعل منها سجينه لمدة 15 سنه داخل الغابات |
| Durza'nın esiri. | Open Subtitles | "انها سجينه لدى "دورسا |
| Napoli tutsaktım şimdi ise Roma'da tutsağım. | Open Subtitles | انا كنت أسيره في نابولي والآن أنا سجينه في روما. |