| O kadar ironik ki, o kadar şey yapıyoruz, ama bu alanlar bilim için tam bir bilinmez. | TED | واجد من سخرية القدر بالرغم من كل هذه الابحاث ولكن تظل هذه المناطق معروفة بالكاد للعلوم. |
| İronik, ama eminim ki dünyada Chance Phelps gibi başka adamlar olsaydı askerlere gerek kalmazdı. | Open Subtitles | إنها سخرية القدر والذي أنا متأكد منه لو أن العالم لديه رجال مثل تشانس فليبس لما كان هناك حاجة لسلاح البحرية |
| Sonunda bizi öldüren... ironi de burada zaten. | Open Subtitles | سخرية القدر التي وضعتنا في هذا المكان سوف تقتلنا في النهاية |
| Sonunda bizi öldüren... ironi de burada zaten. | Open Subtitles | سخرية القدر التي وضعتنا في هذا المكان سوف تقتلنا في النهاية |
| Bütün bunlardaki ironiyi görmezden gelemiyorum. | Open Subtitles | أتعلم ، أني لا أستطيع المساعدة في رؤية سخرية القدر في كل هذا |
| Ve ironiye bak ki, Ay Kekinin keşfine neden oldu. | Open Subtitles | ورغم ذلك , من سخرية القدر أدى إلى أختراع كعكة القمر |
| Ataklarını düzenlemek ve ironik bir şekilde en zayıf taşın olan şahını korumak istersin. | Open Subtitles | و تريد أن تعد هجومك و تريد أن تحمي الملك الذي، من سخرية القدر هو القطعة الأضعف لديك |
| Keşke şu anın ne kadar ironik olduğunu bilebilseydin. | Open Subtitles | ليتكم عرفتم مدى سخرية القدر بهذهِ اللحظة. |
| Keşke şu anın ne kadar ironik olduğunu bilebilseydin. | Open Subtitles | ليتكم عرفتم مدى سخرية القدر بهذهِ اللحظة |
| İronik, son zamanlarda ne kadar çok yanlış seçim yaptığımı fark etmem için annemin ziyaret etmesi gerekti. | Open Subtitles | من سخرية القدر ، أنّي أحتاج لزيارةٌ من أمي لأدرك كم الخيارات السيئة التي أخذتها مُسبقاً. |
| Geleceği görünce, herşey ironik geliyor. | Open Subtitles | عندما يرى المرء المستقبل يلاحظ سخرية القدر في كلّ مكان |
| Bütün bu olayların tamamen ironi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أن هذا الأمر برمته من سخرية القدر |
| İroni şu ki, buraya geldiğinden beri bunu yapmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | اوه يالا سخرية القدر كنت احاول ان افعل ذلك منذ يوم وصلولك هنا |
| Sana gelince, olaydaki ironi şu şehri ele geçirebilmek adına her şeyini kaybettin. | Open Subtitles | أما بالنسبة إليك، فإنّ سخرية القدر العظيمة هي أن خلال رغبتك لأخذ المدينة، فإنّك خسرت كلّ شيء. |
| Ne ironiktir ki annem ironiyi anlamadı. | Open Subtitles | من سخرية القدر أنّ أُمّي لم تمتلك روح الدُعابة |
| İroniyi beğenmek dışında hiç bir şey yapamadım | Open Subtitles | لم يسعني سوى تقدير سخرية القدر |
| Durumumuzdaki ironiyi değerlendiriyorum. | Open Subtitles | أنا أقدر سخرية القدر لحالتنا هذه |
| İroniye bakın ki oğlum beyin üzerine araştırmalar yapıyor. | Open Subtitles | سخرية القدر هيَ، أن أبني، كان يقوم بأبحاث عن الدماغ. |
| İtiraf etmeliyim ki yaptığın işteki ironiye bayıldım. | Open Subtitles | لا بدّ مِن القول بأنّي أحببت سخرية القدر في عملك |
| Trajik ironisi hoşuma gitmişti. | Open Subtitles | أحببت سخرية القدر |
| Kaderin cilvesi devam ediyor. | Open Subtitles | أخشى المرتفعات وتستمر سخرية القدر |
| Ne gariptir ki yarattıklarının çenesi hiç kapanmıyor. | Open Subtitles | ولكن من سخرية القدر أنّ مخلوقاتكَ لا يصمتون أبدًا. |
| Ama ne ironiktir ki kendisi tanıdığım en sinirli adamdı. | Open Subtitles | والذي هو من سخرية القدر لأنه كان الرجل الاكثر غضبا الذي عرفته في حياتي |