| İzin almadan eyaleti terk etmek gözetim memurumu gerçekten sinirlendirir. | Open Subtitles | مغادرة الولاية دون إذن سوف تغضب ضابط إطلاق سراحي بشدة | 
| Gitmeme izin verirsin ve ben bu hiç olmamış gibi davranırım. | Open Subtitles | أطلق سراحي وسأتظاهر بعدم سماع كلمة مما قلتَ، أما إن أبيت | 
| Beni Bırakın ve size kendimi affettirecek bir zevk yaşatayım. | Open Subtitles | اترك سراحي وسأريك من السرور .و المتعه ما سيغفر لي كل شيء | 
| "Gözaltı" ile tahliye etti beni, hatta, eski işime geri dönebildim, tabii ki cüzi bir maaş kesintisi ile. | Open Subtitles | لقد أطلق سراحي مع تعليق العقوبة حتى إنه سمح لي بالعودة إلى وظيفتي مرة أخرى مع تخفيض الأجر قليلاً | 
| Diğerlerini belki ele veririm diye beni bıraktılar. Akadaşlarıma nasıl ihanet ederim. | Open Subtitles | أتتصوّرين، لقد أطلقوا سراحي لكي يجعلوا النّاس يعتقدون بأنّني قد خنت أصحابي | 
| Ben özgür kalana kadar açlık grevi yapacağını yazmış. Bu çok hoş. | Open Subtitles | لقد وصلني خطاب من أحدهم يقول فيه أنه أضرب عن الطعام إلى أن يتم إطلاق سراحي | 
| Beni şarap mahzenine kilitledi ama sonra serbest bıraktı. | Open Subtitles | أوصد عليّ في قبو النبيذ، ولكنّه أطلق سراحي بعد ذلك. | 
| Vay be, kafesten çıkmama izin verdiğiniz için delirmiş olmalısınız. | Open Subtitles | سحقا، لابد أن كلاكما مجانين تطلقون سراحي من القفص ببساطة | 
| Tahliyeme iki hafta kalmıştı, ölmek üzere olan yaşlı bir adamı görmek için bir saat izin istemiştim. | Open Subtitles | كان لدي اسبوعان قبلان يتم اطلاق سراحي وكل ما طلبته ساعة واحدة للزيارة مع ذلك الرجل العجوز قبل ان يموت | 
| Şartlı salıverme memuru gönderdiğin mektupları görünce burada kalmama izin verdi. | Open Subtitles | بعد ما رأى ضابط إطلاق سراحي رسالاتك لي وافق أن أسكن هنا | 
| Diyorum ki başka birinin daha ölmesini istemiyorsanız beni serbest Bırakın. | Open Subtitles | أقول أطلق سراحي إن لم ترد أن يموت شخص آخر | 
| O halde ya suçlamada bulunun ya da Bırakın gideyim. | Open Subtitles | حسناً، إذن وجّه إليّ إتهاماتٍ، أو أطلق سراحي. | 
| Gitmek istiyorum. Ben Amerikan vatandaşıyım. Beni Bırakın. | Open Subtitles | أريد المغادرة، أنا مواطن أمريكي، أطالب بأن يُطلق سراحي. | 
| Hukuki açıdan bakarsak, tahliye şartlarımı bariz şekilde ihlal ettim. | Open Subtitles | من وجهة نظر القانون, كان الأمر انتهاك لشروط إطلاق سراحي | 
| Şartlı tahliye edilmeden birkaç hafta önce, bir danışman beni cezaevinde sunulan yeni bir lisans dersine katılmam için teşvik etti. | TED | قبل إطلاق سراحي المشروط ببضعة أسابيع، شجعني مستشار على التسجيل في صف جامعي جديد يقدم داخل السجن. | 
| Ama bir milyar insan öldürdüğümü söylediğimde beni serbest bıraktılar. | Open Subtitles | ولكنهم أطلقوا سراحي حين أخبرتهم أنني قتلت ألوفاً مؤلفة من البشر. | 
| Ama Müdür Bey, tahliye görüşmem yarın ve yarın zaten özgür kalma şansım oldukça yüksek. | Open Subtitles | لكنَ جلسة استماع إطلاقي المشروط غداً أيها الآمِر و هُناكَ فرصةٌ جيدة بأنهُ سيُطلَق سراحي على أي حال | 
| Beni kullandı, haklısın, ama yanıldığını anladı, ve beni serbest bıraktı. | Open Subtitles | لقد إضطهدني, انتِ مُحقّة, لكنه أدرك بأنه كان على خطأ, وبعدها قام بأطلاق سراحي. | 
| Beni hemen Bırak yoksa bunun kötü sonuçlarına katlanırsın. | Open Subtitles | اطلق سراحي الان او تواجه النتائج المريعه | 
| -Ne yani! Vazgeçsem Guy gülümseyip, beni bırakacak mı sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أنني يجب أن أتراجع و (غيسبون) سيبتسم و يطلق سراحي ؟ | 
| Eğer beni serbest bırakırsan sana istediğin kadar kadın bulurum. | Open Subtitles | سأساعدك بإحضار الكثير مما تشاء من النساء إذا أطلقت سراحي | 
| Beni bırakıyorlar. Antonina Dziwisz. | Open Subtitles | إنهم سيطلقون سراحي أنتونينا جيڤيش | 
| Çıkarın beni. beni serbest bırakmanızı talep ediyorum. | Open Subtitles | اخرجوني من هنا, انا اطالب ان تطلقوا سراحي | 
| Polis beni salıverdi. | Open Subtitles | الشرطة اطلقت سراحي | 
| Aslında, yapacağınız en iyi şey, beni serbest bırakmak olacaktır. | Open Subtitles | في الواقع , أفضل ماتقدرون على فعله هو إطلاق سراحي, | 
| Ama ben kazanırsam, beni özgür bırakacaksın, yeminimi yerine getirmiş sayıp bedenime dönmeme izin vereceksin. | Open Subtitles | ولكن إن فزتُ أنا , ستُطلق سراحي وتعتبرني أوفيت بوعدي وتسمح لي أن أعود لجسدي | 
| Ama siz de beni bırakacaksınız. | Open Subtitles | لكن عليكَ أن تُطلق سراحي. |