| Yakında o güzel yeşil duman ciğerlerini, sis de beyinlerini dolduracak. | Open Subtitles | سرعان ما سيملأ ذلك الدخان الأخضر رئاتهم و يُغشي على عقولهم |
| Bunlar pek de iyi durumlar değil, ama Yakında değiştireceğiz. | Open Subtitles | حالة هؤلاء يرثى لها ولكن سرعان ما سأقوم ببعض التغييرات |
| Kanser hemen vücuduna ve beynine yayıldı, altı ay sonra da vefat etti. | TED | سرعان ما سيطر على عقلها و جسدها و وافتها المنية بعد ستة أشهر. |
| Ancak keşfetme arayışı beni, kısa sürede gezegenin en uzak köşelerine, bu keşfedilmemiş kıtanın yeni, potansiyel girişlerini bulmaya savurdu. | TED | ولكن السعي وراء الاستكشاف سرعان ما قادني إلى أبعد زاوية في الكوكب، باحثًا عن مداخل محتملة لهذه القارة الغير مكتشفة. |
| Sadece sana ait olsaydım benden çabuk bıkardın. | Open Subtitles | ملكيتك, عفيفة و صامتة سرعان ما ستسأم مني |
| Fakat çok geçmeden anladım ki bu fırsat evrensel değildi. | TED | لكن سرعان ما أدركت أن هذه الفرصة لم تكن عالمية. |
| Duydukları anda, kötü mağazanın önünde sıraya girip onu kuşatacaklar... | Open Subtitles | ثم سرعان ما سيتجمهرون للمطالبة بإسقاط المتجر الكبير الشرير الذيسيحطم.. |
| Yine de bazı bataryalar hızlıca onarıldı. | Open Subtitles | لكن سرعان ما استوعبت بعض بطاريات مدافعهم المفاجأة |
| Yakında insanların çoğu enfekte olacak, ya mahvolacaklar ya da bağışıklıklarını güçlendirerek hayatta kalacaklar. | TED | سرعان ما أصيب معظم الناس وإما يموتون أو ينجون عبر تعزيز استجابات نظامهم المناعي. |
| Ama sen Yakında kimin sözünün geçtiğini farkedeceksin. | Open Subtitles | ولكن سرعان ما تكتشف ان هذا غير منطقي ولا تعير اهتماما عمن لديه اليد العليا |
| Yakında, limana kadar inip, orada da çıplak dolaşacaklar. | Open Subtitles | سرعان ما سوف يكون المشي في الميناء عراة؟ |
| Ama hemen sonra çevremi kuşatan enerjinin muhteşemliğiyle büyülendim. | TED | ولكني سرعان ما كنت مأسورة بعظمة الطاقة حولي |
| Bu korkunç, fakat hemen anlıyorsunuz ki, bu gerçek değil. | TED | الصورة مرعبة، ولكنك سرعان ماتستوعب أنه ليس حقيقي. |
| Ancak hemen fark etti ki bu konuşmayı önce kendi personeli ile yapmalıydı. | TED | سرعان ما أدركوا أنهم من المفترض أن يتحدثوا مع موظفيهم |
| Fakat kendisini kısa süre içinde ölüm kalım ayrımında buldu. | Open Subtitles | لكنه سرعان ما وجد نفسه وسط موقف حياة أو موت |
| En başta bulanık bir leke, ama kısa zamanda bu bulanık içinde net şeyler belirmeye başlıyor. | TED | في البداية، ضبابيةٌ لا غير، ولكن سرعان ما تبدأ أشياءٌ متمايزة بالبروز من تلك الضّبابية. |
| Fakat tabii ki, sen ne kadar çabuk o anda olursan... o kadar çabuk geçmiş(eski) olursun. | Open Subtitles | سرعان ما تصبح من الماضى حسنا، لنراجع الأمر ثانية |
| Fakat tabii ki, sen ne kadar çabuk o anda olursan... o kadar çabuk geçmiş(eski) olursun. | Open Subtitles | سرعان ما تصبح من الماضى حسنا، لنراجع الأمر ثانية |
| Çok geçmeden annem birçok Somalili'nin Minnesota'daki küçük bir kasabaya sığındığını öğrendi. | TED | سرعان ما علمت أمي أن العديد من الصوماليين وجدوا ملجأ في بلدة صغيرة في ولاية مينيسوتا. |
| Ama yumurtalar göründükleri anda aç akbabaların gagaları arasında kayboluyor. | Open Subtitles | ولكن سرعان ما يظهر البيض, انه يختفي, ابتلعته النسور الجائعة. |
| Kurbanları daha ölmeden onları hızlıca parçalayabilirdi. | Open Subtitles | هذا الشخص يمكن أن يشرِّح ضحاياه لذا سرعان ما كانوا لا يزالون على قيد الحياة |
| Konu hızlı bir şekilde bilimin bağımsızlığı kavgasına dönüştü. | TED | سرعان ما تحول الأمر لكفاح من أجل حرية العلم. |
| Tabii o kadar işlevsel, rahat bir giysiydi ki her yerde çalışan erkekler tarafından hızla benimsendi. | TED | بالطبع،على أي حال، لقد كانت ملابس فعالة،مريحة حتى أن العمال سرعان ما تبنوها في كل مكان. |
| Bu şekilde davranmaya devam edersen, kendini gladyatör okulunda bulursun. | Open Subtitles | سرعان ما ستصبح في مدرسة المجالدين نظراً إلى تصرفك السيىء |
| Mısır çabucak tüm dünyadaki en ucuz hayvan yemlerinden biri hâline geldi. | TED | الذرة سرعان ما أصبحت واحدة من أرخص الأعلاف الحيوانية في كل العالم. |