| Bir şeyler olmuş ve sırrını saklamaları için onlara güvenmekten vazgeçmiş olabilir. | Open Subtitles | ربما حدث أمر ما وبدأ يفقد الثقة فيهم في الابقاء على سره |
| Kadın bunu anlamış olmalı, ...sonra da Betts, sırrını korumak için, kadını öldürmek zorunda kalmış. | Open Subtitles | لا بد أنها اكتشفت ذلك وهنا كان عليه أن يقتلها لحماية سره. |
| Betts'in sırrını bilen ve onunla görüşen tek kişi; annesi. | Open Subtitles | الشخص الوحيد "المتصل" مع بيتس والذي يعرف سره هو أمه. |
| Yıllar sonra sırrı ortaya çıktı. Meğer peruk takıyormuş. | Open Subtitles | بعد ذلك بسنوات فضح سره لأنه كان يرتدى بروكة |
| Bilirsin, birşeyler meydana gelmeden, sadece sırrı nedir öğrenmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن أعرف ما سره قبل أن يحدث شيء آخر |
| Şu anda görünen o ki, McKenna sırrını kendisiyle birlikte mezara götürecek. | Open Subtitles | الآن يبدوا أن ميكينا سوف يأخذ سره معه إلى قبره |
| sırrını bilen kişi istediği kılığa girebilir. | Open Subtitles | والرجل الذي يعرف سره يمكنه أن يبدو كأي رجل آخر |
| Troy sırrını söyleyebiliyorsa, ben de söylerim. | Open Subtitles | إذا كان بإمكان تروي أن يخبر سره فأنا أخبر سري |
| sırrını paylaştığı soylu insanlardan oluşan küçük bir yerleşim yarattı. | Open Subtitles | هو قام بإنشاء مقاطعة صغيرة من الرجال النبلاء الذين أأتمنهم على سره |
| Bir şeyler olmuş ve sırrını saklamaları için onlara güvenmekten vazgeçmiş olabilir. | Open Subtitles | لربما حدث شئ لا نعرفه و شكَ أنهم قد يُفشُوا سره |
| Pekâlâ, herkes gizli sırrını bir kâğıda yazıyor ve kâseye atıyor. | Open Subtitles | حسناً, الجميع سيكتب سره القذر على قطعة الورق, ثم سنضعهم في الوعاء |
| "Gerçek şu ki, egemen Tanrı, kulu peygamberlere sırrını açmadıkça bir şey yapmaz." | Open Subtitles | بالتأكيد الالهة لن تفعل شيء لكنه وضع سره في عباده الانبياء |
| Yayınladığın haber Başkan'ın sırrını saklamayı imkansız hale getirdi. | Open Subtitles | الحقيقة هي أن منشورك جعل الأمر مستحيلا على الرئيس أن يبق سره لفترة أطول |
| Nazik bir şekilde sırrını öğren olur mu? | Open Subtitles | كن لطيف فحسب وخذ وقتك قم بسحب سره منه ، هل فعلت ذلك؟ |
| Bunca zamandır bu sırrı saklamanın ne kadar zor olduğunu düşünemiyorum bile. | Open Subtitles | لا أستطيع تخيل صعوبة هذا عليه، إخفاء سره طيلة هذا الوقت |
| -Fakat sırrı bilen adamın öldüğünü söylüyorsun. | Open Subtitles | مع ذلك, قلت الان ان الرجل الذي يعرف سره ميت الان هناك شخص بيننا يعرف الفن الاسود لاستحضار الارواح |
| Zaten bir kere öldü biliniyordu, sırrı korumak için bir kez daha öldü. | Open Subtitles | وإذا قتل مرةً , ماذا يمنعه من القتل ثانيةً لحماية سره ؟ |
| Ve şimdiyse herkesten sakladığı büyük bir sırrı öğreniyoruz. | Open Subtitles | والآن نسمع أنه أخفى سره العظيم عن الجميع. |
| Basil bu sırrı ona açıklayabilirdi. | Open Subtitles | لكن في وقت ما و بطريقة ما سيكشف لها " بازيل " عن سره |
| Sorun şu ki kraliçem, Zordon bu sırrı biliyor. | Open Subtitles | المشكلة يا سيدتي أن زوردان يعرف سره |
| Onların sırlarını bildiğimi biliyor ve arkadaşı olmadığımı da biliyor. | Open Subtitles | يعلم أني كشفت سره يعلم أني لم أعود صديقا |
| Onu rahatlatacağım ve doğrudan soracağım büyük sırrının ne olduğunu. | Open Subtitles | سأجعله يسترخي وبعدها سأسأله مباشرة عن سره الكبير. |