| ölüm döşeğindeki bir kadını iyileştirmek çok fazla Kat. - Biliyorum ama... | Open Subtitles | شفاء امرأة على سرير الموت طلب كبير كات اعرف انا فقط |
| Biliyorsun işte, ölüm döşeğindeki "en iyi anıların yansıması" gibi. | Open Subtitles | أجل ، "أفضل اللحظات "التأملية في سرير الموت |
| Evet, ölüm döşeğindeki bir kızla. | Open Subtitles | نعم ، مع فتاة في سرير الموت |
| Ve gerçekten de ben hiç bir düşkünlerevinde çalışmadım, hiç Ölüm döşeğinde olmadım. | TED | وهذا صحيح، لم أعمل مطلقاً في دار المسنين ولم أكن مطلقاً على سرير الموت |
| En sevdiğin kuzenin hastahanede Ölüm döşeğinde yatıyor. | Open Subtitles | وليس عندما تكون قريبتك المفضل ترقد علي سرير الموت |
| Belki de içinde en çok pişmanlık taşıyan kişiden bir ölüm döşeği itirafı gelir, ha? | Open Subtitles | ربّما كاعتراف على سرير الموت مِن التي تضمر الندم الأكبر |
| Ölüm döşeğinde sana yalan söylediğini kabul ettiği bir mektup yazdı. | Open Subtitles | لقد كتبت لك رسالة و هي على سرير الموت خاصتها و تعترف أنها قصت كذبة |
| Baban kanser olmuş Ölüm döşeğinde yatıyor. | Open Subtitles | والدك على سرير الموت بسبب السرطان |
| Anneniz Ölüm döşeğinde olsaydı ve onu öldürmenizi isteseydi onu yastıkla boğup cennete göndermez miydiniz? | Open Subtitles | كإن كانت والدتك على سرير الموت و طلبت منك أن تقتلها ألنتأخذالمخدةو... |
| Carlos Ölüm döşeğinde yatarken bunu yapmak biraz zor olacak. | Open Subtitles | مع رقود " كارلوس " في سرير الموت سوف تكون فرصةً بعيدة |
| Orada Ölüm döşeğinde yatarken tek düşündüğüm şey "şimdi ne olacak" idi. | Open Subtitles | ما يقتلك عادة هو السكتة الدماغية مستلقيا هناك على سرير الموت كل ما استطعت التفكير به هو "ماذا سيحدث بعد ذلك؟" |
| Bana, dopdolu bir ölüm döşeği sözü vermeni istiyorum. | Open Subtitles | ... اسمع احتاج منك ان ان تجيبني وانا على سرير الموت عدني بذلك الشيئ |