| Bu bir soygundur! Sakin olursan, sana bir zarar gelmez. | Open Subtitles | هذا سطو , خذ الأمور ببساطة ولا شيء سيحدث لك |
| Eller yukarı. Bu bir soygundur! | Open Subtitles | ارفعوا أيديكم في الهواء ,هذه عملية سطو مسلح |
| Kocası ve çocuklarıyla birlikte, evlerine gerçekleştirilen bir soygunda öldürülmüşler. | Open Subtitles | قتلت مع زوجها وأطفالها في سطو مسلّح لمنزلهم أمر مروّع |
| Silahlı soygundan hüküm giydin ve cezanı doldurmana altı ay kaldı. | Open Subtitles | حكم واحد سابق سطو مسلح بقيت لديك ستة أشهر من عقوبة ل3 سنوات |
| - Geçen hafta polis bir silahlı soygunun gerçekleştiği yerden topladı. | Open Subtitles | جمعت عن طريق الشرطة الأسبوع الفائت في مكان حادث سطو مسلح |
| Başarısız bir silahlı soygun girişiminin ardından, biri ölü üç hırsız ele geçirildi. | Open Subtitles | قتل مجرم وألقى القبض على اثنين فى سطو مسلح فاشل |
| Bu son soygundu. Bu sondu tabii ki. Bundan sonra sadece petrol var. | Open Subtitles | اللعنه، أجل ستكون آخر عملية سطو على مصرف |
| Arkadaşlarmış zaten. Dedem bir tren soygununda onun hayatını kurtarmış. | Open Subtitles | كانوا أصدقاء , جدي أنقذ حياته خلال عملية سطو للقطار |
| Uyuşturucu işi olabilir, belki de soygundur. | Open Subtitles | قد تكون قضية متعلقة بالمخدرات أو بعملية سطو |
| Pekala, bu bir soygundur. Yere yatarsanız yaralanmazsınız. | Open Subtitles | حسناً، هذا سطو مسلح، فلتنبطحوا أرضاً و لن تتأذوا. |
| Bu bir soygundur. | Open Subtitles | إنّها عملية سطو على مصرف اتبعوا هذه التعليمات البسيطة |
| Ama nereden geldiğini bulduk, bir kaç hafta önce olan bir soygunda çalınmış. | Open Subtitles | ولكننا تمكّنا من تحديد مصدره، ولقد سُرق في عمليّة سطو قبل بضعة أسابيع. |
| Adamın teki birkaç gece önce bir soygunda kullandı bunu. | Open Subtitles | ثمة شخص أستخدم هذا القناع في عملية سطو منذ ليلتين. |
| Horn: siIahIı soygundan sabıkaIı. | Open Subtitles | هورن لديه سوابق سرقات ومطلوب لقضية سطو مسلح |
| Burda söylenene göre, cinayet ve silahlı soygundan aranıyor. | Open Subtitles | تقول المذكرة أنه متّهمٌ بجناية القتل جريمة قتل أثناء عمليّة سطو |
| Federal Bankadaki soygunun raporlarını alıyoruz son dakikadır... | Open Subtitles | تصلنا تقارير سطو على المصرف الفدرالي فى الدقائق الاخيرة |
| Bir hırsız için alışılmamış değil. | Open Subtitles | و هذا ليس بغير المألوف لجريمة قتل و سطو ليلية |
| Yani bir soygundu ve sen suçlunun fotoğrafına sahipsin. | Open Subtitles | إذاَ فقد حدثت عملية سطو ولديك صورة للمجرم |
| Banka soygununda karısı ve çocuğu öldürülen adam değil misiniz siz? | Open Subtitles | ألستَ الرجل الذي قُتِلتْ زوجته و ابنه خلال سطو على البنك؟ |
| Kızıl Ekip'ten birisi kapkaç esnasında öldürüldü başka birisi de aklı durmuş olarak uzun süreli bir bakımevinde yaşıyor. | Open Subtitles | عضو واحد من الفريق الأحمر قتل في سطو واحد منهم في مؤسسة للرعاية طويلة الأجل |
| İş arkadaşımla silahlı soyguna karışmış bir arabayı takip ediyorduk. | Open Subtitles | لحقنا بسيارة أنا وشريكي كانت متورطة في عملية سطو مسلح |
| Silahlı soygun, tecavüz ve saldırıdan ötürü daha hapisten şartlı tahliye ile yeni çıkmış. | Open Subtitles | تم إطلاق سراحه بعد قضاء عقوبة : سطو مسلح وإغتصاب و تهديد بالقتل |
| Basın sekreteri araba hırsızlığında ölüyor. | Open Subtitles | المتحدث الاعلامي للرئيس يموت في سطو مسلح لسيارته |
| Evet, son üç yıldır süren banka soygunu görevim sırasında gizli görevdeydim. | Open Subtitles | آجل، مهمتيّ المكلفة في سطو البنوك، للثلاث أعوام الآخيرة، كنت عميلً سريًا |
| Bu bir banka soygunudur. Bütün parayı istiyorum. | Open Subtitles | هذه عملية سطو على مصرف أريد جميع أموالكم |
| Geçen hafta Valencia'da bir araba hırsızlığı olayına karıştığından şüphelenilen araç... | Open Subtitles | هناك اشتباه بالعربة في عملية سطو الاسبوع الماضي في فالنسيا |
| İlişki iyi gitmedi, ve Murray Turing'in evinde hırsızlığa karıştı. | Open Subtitles | ولكن العلاقة تطورت وقد تورط مورى فى قضية سطو بمنزل ألان |