| Tekrar bizimle olmana sevindim, Mickey. | Open Subtitles | ولا يمكن أن نخطيء، أنا سعيد أنك عدت، ميكي. |
| Birbirimizi çok az tanısak da beni seçmiş olmana.. ...sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك أخترت المجيء إليّ رغم أننا لا نعلم بعضنا إلا بالكاد |
| Seni uçakta gördüğüme memnun oldum, Bay Bond. Pekala, başarından dolayı tebrikler, Goldfinger. | Open Subtitles | سعيد أنك ركبت ، يا سيد بوند تهانينا على ترقيتك يا جولدفينجر |
| Burada olduğuna sevindim. Seninle konuşmak istedim. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك متواجد هنا فأردت التحدث معك. |
| İyi ki onunla yattın... çünkü böylece seni gerçekten ne kadar sevdiğimi anladım. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك ضاجعتيه لأن أصبحت أعرف أنني أحبك فعلاً |
| Bombayı test ettiğimiz gün orada olmadığın için mutluyum, Jonas. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك لم تكن هناك يوم أن إختبرنا القنبلة جوناس |
| Bunu söylediğin çok iyi oldu. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك هنا لتخبرنا هذه الأشياء |
| Burada olmana sevindim. Sana bir şey söylemem lazım. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك هنا , أحتاج أن اقول لك شيئاً |
| Nina CTU'ya döndüğünde orada olmana sevindim. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك كنت هناك عندما عادت "نينا" الى الوحده |
| Eve gitmem lazım. İyi olmana sevindim. | Open Subtitles | علي الذهاب للمنزل، أنا سعيد أنك بخير |
| Burada olmana sevindim, çünkü bizim de bir şaperona ihtiyacımız vardı. | Open Subtitles | -تاد) ) أنا سعيد أنك هنا ، لأننا نحتاج إلى وصي |
| Sanırım bu işten uzak durmamana memnun oldum. | Open Subtitles | أعتقد أنني سعيد أنك لم تُخرج نفسك من الموضوع |
| Beni anladığına memnun oldum. | Open Subtitles | حسنًا , أنا سعيد أنك تسمعيني , الآن أنصتي جيدًا |
| Sen olduğuna sevindim. İyi ki annem, kardeşlerim hatta üvey kardeşim değil. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك لست أمي أو احد أشقائي أو شقيقتي أو نصف شقيقتي |
| Yok, siyah. Yok siyah koltuklu kırmızı Ferrari. - Hâlâ espri anlayışın olduğuna sevindim. | Open Subtitles | حمراء بمراتب سوداء أنا سعيد أنك لاتزال تملك حس الدعابه |
| İyi ki yapmışsın. Çok ortak noktamız var. | Open Subtitles | لا , أنا سعيد أنك فعلت لأننا لدينا الكثير من الصفات المشتركة |
| O yüzden, Paul, burada olduğun için mutluyum çünkü arkamı kolladığını biliyorum. | TED | لذلك أود أن أقول , " بول , أنا سعيد أنك هنا , لأنني مطمئنة للحديث معك ." |
| İçini döktüğün iyi oldu. | Open Subtitles | سعيد أنك أزحتي ذلك من على صدرك |
| Onunla gitmene seviniyorum. Benim için ona iyi bak. | Open Subtitles | إننى سعيد أنك سوف تذهبين معه اعتنى به من أجلى |
| Kayan bir yıldızın ömrü sadece birkaç saniyedir ama gördüğüne yine de sevinmez misin? | Open Subtitles | النجم المضىء يدوم فقط لثوانى لكن , تكون حقاً سعيد أنك قد رأيته؟ |
| Beni böyle görmene çok sevindim tamam mı, ve şimdi hemen sana bir öğüt vereceğim. | Open Subtitles | حسناً, أنا سعيد أنك تفكر بى بهذا الشكل وسأعطيك بعض النصائح الآن |
| Gerçekten, o adamları izlemediğin için sevindim. | Open Subtitles | أنا حقيقةً سعيد أنك لم تلحق بهم ، جاك |
| - gelmene sevindim. - Davetiniz için çok teşekkür ederim. | Open Subtitles | أنا سعيد أنك إستطعت القدوم شكرا جزيلا لدعوتكم لي |
| Buna şahit olmanıza sevindim. | Open Subtitles | لا بأس ، جنرال أنا سعيد أنك ترى هذا |