| 2003 yılında, Olimpos Dağı'nın eteklerinde kayıp bir tapınak keşfedilmiştir. | Open Subtitles | في عام 2003 في سفح جبل الأوليمب تم اكتشاف معبد مفقود |
| Karanlık dağların eteklerinde yaşayan çok yaşlı, aksi bir adam. | Open Subtitles | عند سفح الجبال المظلمة يعيش رجلٌ عجوزٌ جدّاً |
| Dion, Olimpos Dağı'nın eteklerine kurulu bir şehirdi ve bundan dolayı da Yunan mitolojisindeki tanrılara ve Zeus'un evine çok yakındı. | Open Subtitles | شيدت هذه المدينة على سفح جبل الأوليمب لذا كانت قريبة للغاية من مقر الآلهة الذي كان يعيش به زيوس حسبما تخبرنا الأسطورة |
| Sonbahar sisleri arasından beliren bir saray gibi... bir gezginin bir italyan yamacından yükselmesi gibi... | Open Subtitles | كقصر، يظهر من ضباب الخريف عندما يصعد المسافر سفح تلّ إيطالي. |
| Büyücü onu dağın eteğindeki yeraltı şatosunda tutuyor. | Open Subtitles | انها سجينه لدى الساحر فى قلعته تحت الأرض فى أسفل سفح الجبل |
| Yaz ortasında dağ yamacında nispeten huzurlu bir ortam oluşmuştur. | Open Subtitles | بحلول منتصف الصيف يأتى أمان وسلام نسبى إلى سفح الجبل |
| Dağın eteklerindeki yeni yapılmış güzel bir evde oturuyorlar. | Open Subtitles | يقطنون شقة رائعة في المبنى الجديد على سفح الجبل |
| Yer altında ya da yamaçta kurulu büyük bir yer olmalı. | Open Subtitles | إذن يجب أن يكون كبيرا تحت الأرض أو على سفح الجبل |
| Foothill'e 22 dakika uzaklıktayız, çarpıp kaçma çok daha yakında. | Open Subtitles | هل انت جاد ، نحن على بعد 22 دقيقة من سفح الجبل و5 دقايق من موقع الحادث |
| Bir ağacın yamacına kuru bir ağaç dikmiş. | Open Subtitles | في أحد الأيام غرس شجرة جرداء على سفح جبلي |
| Arabası Kora Dağı'nın eteklerinde bulunmuş. | Open Subtitles | .عثر على سيارته على سفح جبل كورا |
| Rosa Dağı'nın eteklerinde, değil mi? | Open Subtitles | الحق في سفح جبل روزا؟ |
| Afrika'da, Ngong tepelerinin eteklerinde... bir çiftliğim vardı. | Open Subtitles | كان لدي مزرعة في (أفريقيا) على سفح تلال (نجونج) |
| Belki sen bizi dağların eteklerine götürebilirsin ve bize yukarısı için en iyi yolu gösterirsin. | Open Subtitles | ربُما يُمكنك أن تأخذنا إلى سفح الجبل وتخبِرنا على أفضل طريق |
| Kampı dağın eteklerine kursak iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن ننصب مخيمنا فى سفح الجبل |
| Hindistan ve Nepal. "Himalayaların eteklerine yürüyüş." | Open Subtitles | الهند ونيبال "جولة حول سفح جبل الهملايا" |
| Onu Eiger'in yamacından kendi ellerimle kestim. | Open Subtitles | منحوتة عليها من الخارج سفح "إيجر" بنفقتيّ الخاصة. |
| Onu Eiger'in yamacından kendi ellerimle kestim. | Open Subtitles | منحوتة عليها من الخارج سفح "إيجر" بنفقتيّ الخاصة. |
| Dağın eteğindeki ufak gölette yaşarmış ve daireler çizerek yüzermiş ve kurbağalar ile oynarmış. | Open Subtitles | لقد كان يعيش في بركة صغيرة عند سفح الجبل كان يسبح في دوائر ويلعب مع الضفادع |
| Dağın eteğindeki üssümüze varacağız. Daz da kurtulacak. | Open Subtitles | سيتسنّى لي الوصول للقاعدة عند سفح الجبل مع (داز). |
| Bir dikilitaşın üstünde, bir dağın yamacında, kutuların üstünde durmak için geliştik. | TED | شاركنا في الوقوف على قمة مسلة عمودية، والوقوف على قمة سفح الجبل، والوقوف على قمة الصناديق. |
| 1760'ta, Horace Benedict de Saussure adındaki genç bir İsviçreli aristokrat Mont Blanc'ın eteklerindeki küçük bir Alp kasabası olan Chamonix'ye geldi. | Open Subtitles | في عام 1760 كاء أحد الأتراف السويريين هورس بينيدكت دو سوسير اسمه إلي قرية شاموني بالألب عند سفح مون بلون |
| Çocuklar bu yamaçta her zaman oynarlar. | Open Subtitles | الأطفال يلعبون على سفح التل هذا طوال الوقت |
| Gündeme, dün gece Foothill'de yaşanan trajik olayla başlıyoruz. | Open Subtitles | نبدأ نشرتنا مع ماسأة حدثت الليلة الماضية في سفح جبل مدرج سانتانا سوزانا |
| Uçağın parçalarını dağın yamacına yayılmış hâlde gördüm. | Open Subtitles | لكنني رأيت قطعاً متناثرة من الطائرة على سفح الجبل. |
| Eğimli çatı, bu dağ yamacı olabilir. | Open Subtitles | السقف المنحدر ذلك يعني سفح الجبل |