| Sana şehir boyunca Kazuo eteklerine kadar rehberlik edecek. | Open Subtitles | وقال انه سوف توجه لكم من خلال المدينة إلى سفوح كازو. |
| Fakat hepsi güneyin eteklerine odaklanmış durumda. | Open Subtitles | لكنهم ركّزوا على سفوح التلال إلى الجنوب. |
| Şehrin en tehlikeli bölgesi. Dağ eteklerine yapılmış barakalar. | Open Subtitles | الأكواخ المبنية على سفوح الجبال |
| Onun Adı Pam Moran Virginia, Albermarle İlçesinden, Blue Ridge Dağlarının eteklerinde. | TED | إسمها بام موران في مقاطعة ألبيمارل، بفيرجينيا، على سفوح جبال بلو ريدج. |
| Cordillera'nın eteklerinde uzanırdı. | Open Subtitles | عند سفوح جبال كورديليرا مفصولة عن بقية العالم |
| Bazılarımızın fark etmediği şudur, Himalaya Dağı eteklerinde, havanın daha ılıman ve tabiatın daha yeşil olduğu yerlerde, muazzam çeşitlilikte bir yabani hayat vardır, tek boynuzlu gergadanlar, Asya fili ve Bengal kaplanı dahil. | TED | ما الذي لا يعرفه البعض منا أنه في سفوح جبال الهيمالايا، حيث المناخ أكثر دفئا والمنظر الطبيعي المغطى بالخضرة، يعيش هناك أنواع كثيرة من الحيوانات البرية، وحيد القرن، الفيل الآسيوي والنمر البنغالي. |
| - Bu türün orjinali Güney Afganistan' ın dağ eteklerinde olurmuş. | Open Subtitles | إنّ السلالة قد نشأت في سفوح جبال . "جنوبيّ "أفغانستان |
| Pekala, leoparlar Hindistan'da Arap Yarımadası'nda, Himayalar'ın eteklerinde Sahra altı Afrika'da bulunur. | Open Subtitles | حسناً، الفهود موجودة في الهند وشبة الجزيرة العربية سفوح جبال الهيمالايا، صحراء أفريقيا ... |