| Tuzağımıza düştün, seni dünyalı ahmak. | Open Subtitles | لقدّ سقطتَ في الفّخ الخاصّ بك، يا أحمّق الأرّض. |
| Farkında mısın bilmiyorum, ama tuzağıma fena düştün. | Open Subtitles | لعلك تلاحظ أنكَ سقطتَ في فخ مطبق |
| Yataktan mı düştün? | Open Subtitles | ماذا بك؟ هل سقطتَ من السرير؟ |
| - Sen düşmüştün! | Open Subtitles | -لقد سقطتَ ! |
| - Sen düşmüştün! | Open Subtitles | -لقد سقطتَ ! |
| O maço aklına gelmemiş olabilir ama dağdan aşağı düşüp ölebilirdin. | Open Subtitles | ربما لم تمرّ بعقلك العدواني المُسيطر، لكن كان ينبغي أن تُزهق روحك عندما سقطتَ من ذلك الجيل. |
| Cesedin üzerine düştün. | Open Subtitles | ، لقد سقطتَ عليها |
| Tekneden düşüp sahile kadar yüzdüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدّق أنّكَ سقطتَ عن قاربكَ وسبحتَ إلى الشاطئ |
| Onlar da sana geri saldırınca yere düşüp, kafanı kayaya vurdun. | Open Subtitles | ولقد دافعوا عن انفسهم ولقد سقطتَ وإرتطدم رأسكَ بصخرة |
| Ağaçtan düşüp kolunu yaralamıştın. | Open Subtitles | سقطتَ عن شجرة وجرحتَ ذراعكَ |