| Hatırlayabildiğimden daha fazla sayıda düştük, çoğunlukla karın içinde sadece kayak veya bot giydik. | TED | سقطنا فيها مرات عدة أكثر مما اتذكره، وعادة مجرد وضع مزلجة أو حذاء طويل للمشي بين الثلج. |
| Ben, sen, hepimiz düştük onunla ve en kanlı hıyanet geçti başımıza! | Open Subtitles | عندها سقطت أنا.. وأنتم، وجميعنا سقطنا.. في حين أن الخيانة الدموية تفوقت علينا |
| Ve koşarken, ikimiz de düştük ve birlikte ağlamaya başladık. | Open Subtitles | ونحن نجري سقطنا معا وكِلانَا بَدأَ بالبكاء |
| düştüğümüz yere geri dönmemiz lazım. | Open Subtitles | علينا بان نعود الى المكان الذي سقطنا فيه |
| Çok şansımız varsa, şelaleden düştüğümüzü düşünürler. | Open Subtitles | بأننا تركنا مراكبنا وتوجهنا نحو اليابسة وإن كنا محظوظين جداً سيظنون أننا سقطنا من الشلالات |
| Orda olması gerekiyordu! Ağaçtan birlikte düştük. | Open Subtitles | يجب أن يكون موجوداً هناك . لقد سقطنا من الشجرة سوياً |
| Buraya kazayla geldik. Zamandaki bir çatlaktan düştük. | Open Subtitles | لقد جئنا هنا بمحض الصدفة سقطنا في شق في الزمن |
| Ve Pasifik'e de çakılmadık. Buraya adaya düştük. | Open Subtitles | و لم نسقط في المحيط بل سقطنا على هذه الجزيرة |
| Bir keresinde beraber camdan düştük. Ciddiyim. | Open Subtitles | في احدى المرات ، و أنا لا أمزح سقطنا سويّاً من النافذة |
| Aynen benim öngördüğüm gibi bizler bizler dünyadaki bir zaman geçidinden, geçmiş, şimdiki zaman ve geleceğin birbirine geçtiği başka bir boyuta düştük. | Open Subtitles | تماما كما توقعت كنا لقد سقطنا خلال بوابة الزمن من أرضنا إلى بعد آخر حيث الماضي ،الحاضر والمستقبل |
| Görünüşe göre tünel sistemlerinin dibine düştük. | Open Subtitles | يبدو أننا سقطنا عبر قاعدة نظام الأنفاق خاصتهم |
| Volga köprüsünden büyük Merya nehrine düştük. | Open Subtitles | سقطنا من فوق الجسر إلى الفولغا نهر الـ ميرجانز العظيم |
| Tablomuzdan düştük ve ressamı arıyoruz. | Open Subtitles | نحن سقطنا من لوحتنا ونحن نبحث عن الرسام. |
| Kafalarımız çarpıştı. Birlikte yere düştük. Bir daha düştük. | Open Subtitles | ارتطم رأسينا حين سقطنا على ظهورنا، ثم ارتطمنا مُجددًا. |
| Bir futbol sahasıyla uzaydan düştük, bence burada olduğumuzu zaten biliyordurlar. | Open Subtitles | لقد سقطنا من السماء، في مكان مفتوح، أعتقد أنهم يعرفون أننا هنا. |
| Gerçi bu tuzağa daha önce hepimiz düştük. | Open Subtitles | على الرغم من أننا قد سقطنا في هذا الفخ من قبل |
| düştüğümüz yerin orada. Bizi bu odaya kapatıp ortadan kayboldular. | Open Subtitles | قريباً حيثماً سقطنا لقد قادونا إلي هنا واختفوا |
| - Hayır. - Bak, geçen yıl çatıdan düştüğümüz yer şurası. | Open Subtitles | -انظر لقد سقطنا من علي السطح هنا منذ سنه |
| Bu kadar düştüğümüzü görmek, midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | أشعرني ذلك بالغثيان أيها الوغد إلى أيّ عمقٍ سقطنا |
| Ama Hatıra Çöplüğü'nün üstünde. Düşersek sonsuza kadar unutuluruz. | Open Subtitles | لـكنه فوق مكبّ نفايات الذكريات، إن سقطنا به سنصبح في طيّ النسـيان للأبد |
| düştüğümüzde neden kurtarmaya çalışmadın? | Open Subtitles | ،عندما سقطنا من التلسكوب لماذا لم تحاول إنقاذنا ؟ |
| Korkunç bir fırtınaya yakalandık ve çöle çakıldık. | Open Subtitles | حلقنا فى مواجهة حلقنا فى مواجهة عاصفة فظيعة و سقطنا فى الصحراء |