| Muhtemelen "Beltway Nişancıları"nın kullandığı gibi bir sedan, nişancıyı, Silahını ve silahın gürültüsünü gizleyecek şekilde modifiye edilmiş. | Open Subtitles | مثل حزام مطلق النار , فمن المحتمل أن سيارته سيدان عُدلت لكى تخفى مطلق النار , سلاحه و صوت اطلاق النار |
| - Herkes Silahını indirsin tedariğini arabaya koysun, kimse incinmesin. | Open Subtitles | , توقفِ , توقفِ فـليضع الـجميعُ سلاحه و مؤنته في العربة |
| Silahını çıkarıp tam şurada tavana sıkıyor. | Open Subtitles | يسحب سلاحه و يطلق الرصاص على السقف هناك |
| Silahını öylece alamazsın, seri numarası var. | Open Subtitles | لا تستطيع اخذ سلاحه و رقمه التسلسلى |
| Onu bırakıp gitti. Silahını almadı ve ben de silahı alıp kaçtım. | Open Subtitles | و تركه و ترك سلاحه و أنا أخذته و ركضت |
| Onun Silahını alıp hepsini gebert. | Open Subtitles | اسرق سلاحه و اقتلهم كلهم |
| Arkadaşlarımdan biri-- Silahını kaybetti, ve ben... | Open Subtitles | صديق ذاك... .. أضاع سلاحه, و انا... |
| Silahını geri ver de kurtul. | Open Subtitles | اعد سلاحه و ارحل |
| Depo hırsızları Lee McKinnon'ı vurdu, Silahını çaldılar, Collette'lerin evini bastılar. | Open Subtitles | لصوص المخزن أطلقو النار على (لي ميكانون), و استولو على سلاحه و اقتحموا منزل آل كولييت |
| Silahını bırakıp Volge'dan kaçtı. | Open Subtitles | ألقى سلاحه و فر من الـ(فولك). |