| -Önce, olanlardan sonra seni dinlemek istemeyebileceğini kabul etmeye hazır olmalısın. | Open Subtitles | أولاً، يجب أن تقبلي حقيقة أنه قد لا يود سماعها أصلاً |
| Eğer dinlemek istersen sana biraz zorlu nasihat vermek istiyorum. | Open Subtitles | وأود أن أمنحك نصيحة صعبة إذا كنت ترغب في سماعها |
| Sesi çok kısık, ne söylediğini güçlükle duyabiliyorum. | Open Subtitles | صوتها منخفض جدا أنا بالكاد أستطيع سماعها |
| Kız akıllı, güzel senden hoşlanmasını istiyorsun yani ona duymayı istediği şeyleri söylüyorsun. | Open Subtitles | إنها ذكية و جميلة و أنت تريدها أن تعجب بك لذا أنت تخبرها بأشياء هي تريد سماعها |
| Bir yerden sonra çığlıklarını duymaya katlanamaz olmuştum. | Open Subtitles | و لم أعد قادراً على سماعها كانت تصرخ كما تعرفين |
| - Biz de Dinleyebilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكننا سماعها ؟ |
| Dikkatli dinle, duyabiliyor musun? | Open Subtitles | دقّقي السّمع، أيمكنكِ سماعها ؟ |
| duyuyorum ve kulaklarımı kapıyorum ama işe yaramıyor. | Open Subtitles | ويمكننى سماعها وأحاول منع الصوت بواسطة يدى لكن الأمر لا يفلح. |
| Bunu bir daha dinlemek istiyorum. Bir daha söyler misin? | Open Subtitles | أرغب في الاستماع لتلك مرة أخرى هل يمكنني سماعها مرة أخرى؟ |
| - Uzun bir hikaye. Bunu dinlemek istiyorum ama giyinmem lazım. | Open Subtitles | اريد سماعها ولكنى بحاجة ان ارتدى رداء الحفل الان |
| Bu gece hangi hikayeyi dinlemek istersin tatlım? | Open Subtitles | إذن ، أية قصة تريدين سماعها الليلة ، يا عزيزتي ؟ |
| duyabiliyorum! duyabiliyorum! Evet, bu benim türküm! | Open Subtitles | أنا استطيع سماعها نعم أنا اسمعها نعم هذا أغنيتي |
| Bilmiyorum. Bilmiyorum ama sesini duyabiliyorum. | Open Subtitles | لا أعرف، لا أعرف لكنني استطيع سماعها الآن |
| Sonra duymayı hiç beklemediğim kelimeler sarf etti. | Open Subtitles | ثم قال الكلمات التي لم أتوقع سماعها منه قط |
| Bunu söylemem gerekiyordu ve senin de duymaya hakkın vardı. | Open Subtitles | أنا كنت أريد أو أوصل لهذا وأنتِ تستحقين سماعها |
| Tanrım. Dinleyebilir miyim? | Open Subtitles | ,ياإلهي,هل يمكنني سماعها |
| Yani sadece bazılarımız mı duyabiliyor? | Open Subtitles | اذا القليل منا فقط يستطيع سماعها |
| Sesi o kadar kısıldı ki, ne dediğini zar zor duyuyorum. | Open Subtitles | صوتها منخفض جدا أنا بالكاد أستطيع سماعها |
| İnsanların duyması gereken şey bu. | Open Subtitles | تلكَ هي الأشياء التي يُريدُ الناس سماعها |
| Onu duyamıyorum. | Open Subtitles | لا يمكنني سماعها. هذا الرجل لا يأخذ اي فرصه |
| - Duymak istemezler. Evet duymak istiyorum. | Open Subtitles | . إنها قصة لطيفة حقاً - . إنه لا يودّون سماعها - |
| Evet, duymaktan hoşlanmazlar ve söylemekte de zorlanırlar. | Open Subtitles | نعم، إنـّهم لا يحبـّون سماعها ويجدون صعوبة في قولها |
| Bunu bana borçlu değilsin biliyorum ama senden duymam gerekiyor. | Open Subtitles | أعلم أنّي لا أدينكِ بها، لكنّي أودّ سماعها. |
| Eğer işin içinden çıkamazsam, duyman gereken... - ...şeyleri söyleyemezsem... | Open Subtitles | إن لم أعرف الكلمات المناسبة التي تحتاجين سماعها |
| Ayrıca, bluetooth kulaklıklarla ses çok zor duyuluyor. | Open Subtitles | وبعدها ايضا , بلوتوثه من الصعب سماعها معك |
| Akşam yemeğinde dinlemeyi isterim. | Open Subtitles | أفضّل سماعها على العشاء الليلة. تزوجت مجدداً. |