| Güzel bir günde, kulağımı iyice kabartırsam gökyüzündeki gülücük seslerini duyabiliyorum onun. | Open Subtitles | وفي يوم جيد، لو استمعت بعناية.. بإمكاني سماعهم يضحكون. |
| Polis telsizlerini buradan duyabiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع سماعهم من هنا يتكلمون عبر الراديو |
| Onun dört sözcükle yerle bir ederim, onları duymak ister misiniz? | Open Subtitles | يمكننى تفجيره فى أربع كلمات هل تود سماعهم ؟ |
| En azından seslerini duyuyorum. Tahminimce martılar. | Open Subtitles | علي الاقل استطيع سماعهم طيور النورس كما اعتقد. |
| Duyamıyorum.Siz duyabiliyor musunuz? | Open Subtitles | ـ لا أستطيع سماعهم ، هل تستطيعون سماعهم؟ |
| Her birini. Birçok kişiliğe bürünüyorum. Onları duyabiliyorum. | Open Subtitles | جميعاً ، اكون الكثير من الناس ، يمكننى سماعهم فجاة |
| Bazen gözlerimi kapattığımda hala seslerini duyabiliyorum. | Open Subtitles | أحيانًا عندما أُغلق عيني لازلت أستطيع سماعهم |
| Güzel bir günde, kulağımı iyice kabartırsam gökyüzündeki gülücük seslerini duyabiliyorum onun. | Open Subtitles | وفي يوم جيد، لو استمعت بعناية.. بإمكاني سماعهم يضحكون. |
| Aşağıya inmeliyiz. Yatak odamdan bağırışlarını duyabiliyorum. | Open Subtitles | يجب أن ننزل يمكنني سماعهم يصرخون من غرفة نومي |
| "Geldiler. Onları duyabiliyorum. Konsantre olmayı unutma." | Open Subtitles | إنهم هناك أستطيع سماعهم تذكري ، ركزي |
| Benim kendi kurallarım var. duymak ister misin ? | Open Subtitles | لدي قوانين مختلفي بالنسبة لي هل تريد سماعهم ؟ |
| Benim kendi kurallarım var. duymak ister misin? | Open Subtitles | لدي قوانين مختلفي بالنسبة لي هل تريد سماعهم ؟ |
| Tamam, bir daha duymak istemediğim üç kelime... | Open Subtitles | حسناً , ثلاث كلمات لم أعد أريد سماعهم مرة أخرى |
| Burası bir yankı odası gibi onları zar zor duyuyorum | Open Subtitles | هذا المكان ينقل صدي الصوت بصعوبة بالكاد استطيع سماعهم |
| Ama benimle iletişim kurmak istediklerinde, onları duyuyorum. | Open Subtitles | لكن عندما يتحدّثون يمكنني سماعهم |
| Ben hayaletleri görebiliyorum o da duyabiliyor. | Open Subtitles | بوسعي رؤية الأشباح وهو بوسعه سماعهم |
| Niye şimdi onları görüp dinlemek için tüm gücünü kullanıyorsun? | Open Subtitles | ولكن، لماذا إستمريتي في إستعمال كل قوتكِ للنظر لهم و سماعهم |
| Soyadını duyduklarında insanların farklı bir şey görmesini mi istiyorsun? | Open Subtitles | أتريد أن يرى الناس شخصاً مختلفاً عند سماعهم للقب عائلتك؟ |
| Ve E.S.O. ile onları duyabilirim, onları görebilirim ve onları kaydedebilirim. | Open Subtitles | وبال إي في بي استطيع سماعهم وأراهم |
| Onlar işe yaramadığında sabahın üçünde evin etrafında dolandığını duyabilirsin. | Open Subtitles | عندما يتوقفون عن العمل بامكانك سماعهم يتجولون حول المنزل في الثالثة صباحاً |
| Çocuklar, babalarının annelerini bırakıp sana yazdığı şarkıyı duyunca sevinçten zıplayacaklar. | Open Subtitles | سيطيرون من الفرح عند سماعهم الأغنية التي كتبها والدهم بعد رحيل أمهــم |
| Onları Duyuyor musunuz? Nasıl da su sıçratıp çığlık attıklarını Duyuyor musunuz? | Open Subtitles | هل يمكنكم سماعهم ، يقفزون فى الماء و يصرخون |
| Buz sesi sudan üç kat, havadan 15 kat daha hızlı iletir, yani belki de onları buz aracılığıyla duyabiliriz. | Open Subtitles | الجليد ينقل الصوت بثلاثة أضعاف سرعة الماء و 15 ضعفا من سرعة الهواء، لذا من الممكن سماعهم من خلال الجليد. |
| Tek yaptığım onları kafamda duymaktı. | Open Subtitles | كل ما أفعل هو سماعهم فى رأسى |
| Ve duyamazsınız da, çünkü onlar Tanrı gibidirler. | Open Subtitles | لا يمكنك رؤيتهم ولا سماعهم. مثل قَدَر الله. |
| Çalan alarmı ve komşuların bir çığlık duyduklarına dair ettikleri telefonu göz ardı etmenizin belli bir sebebi var mı? | Open Subtitles | هل هناك سبب يجعلك تهمل الإنذار؟ والإتصال من الجيران بعد سماعهم صراخاً؟ |