| Kendimizi, itibarımızı savunuyoruz dış dünyaya karşı. | Open Subtitles | ندافع عن أنفسنا عن سمعتنا ضد العالم الخارجي |
| Erkeklerin her şeyi almaya izni varken bizim ise, itibarımız yok oluyor. | Open Subtitles | مسموح للرجال بأن يكون لديهم ماض، في حين سمعتنا نحن تحطم. |
| Sadece dışarıda konuşuyorduk, bizi duydun mu? | Open Subtitles | كنا للتو نتحدث بالخارج، هل سمعتنا نتحدث؟ |
| Bizi bodrumundaki duvarda bulunan delik hakkında konuşurken duydu. | Open Subtitles | حسنا تعلمين أنها سمعتنا نتحدث عن ذلك الثقب في حائط سردابكِ |
| - Senin hakkında konuşurken duymuş olmalı. | Open Subtitles | على الأرجح إنها سمعتنا نتكلم .بشأنك في موضوع ما |
| Kamptaki Ünümüz, kaliteli ve onurlu bir kadın olma geleneğini sürdürebilmek üzerine kurulmuştur. | Open Subtitles | سمعتنا على الحرم الجامعي مستند على تقليدِنا مِنْ التَأييد النوعيات الرشيقة غرامة، الإمرأة الشريفة |
| Biz hiç çökmüyoruz. Sunucularımız bir gün bile çökse bütün şöhretimiz yıkılır. | Open Subtitles | إذا توقفت السيرفرات ليوم واحد فقط فإن كل سمعتنا ستتدمر بشكل نهائي |
| Rivervale'e biraz saygınlık getirdik derken şu terörist tüm itibarımızı yerle bir etti. | Open Subtitles | نحن نحاول أن نحقق المجد لهذه المدرسة وهذا الإرهابي قد أفسد سمعتنا لا يجب أن يعتذر له أحد |
| Zedelenen itibarımızı tekrar kazanmamız uzun sürdü, inanın bana komser bey. | Open Subtitles | استغرقنا وقتا طويلا لبناء سمعتنا صدقني، حضرة المفتش |
| Lu-Qi ittifak toplantısında Kong Qiu topraklarımızı geri kazandı ve ulusal itibarımızı artırdı. | Open Subtitles | في إجتماع التحالفِ لو كي استعاد كونغ شيه ارضه وحسن سمعتنا الوطنية |
| İtibarımız yerle bir oluyor ve saçma sapan başvurular geliyor. | Open Subtitles | و سمعتنا على المحك ويتم ارسال مساعدين سيئين لنا |
| İtibarımız yerle bir oluyor ve saçma sapan başvurular geliyor. | Open Subtitles | و سمعتنا على المحك ويتم ارسال مساعدين سيئين لنا |
| Bu da gıcır gıcır itibarımız hala yerinde demek. | Open Subtitles | مما يعني ان تنظيف سمعتنا لا يزال سليما |
| - Ne? Dün gece bizi duydun, değil mi? | Open Subtitles | لقد سمعتنا ليلة البارحه , أليس كذلك ؟ |
| Baba, konuştuklarımızın hepsini duydun biliyorum. | Open Subtitles | أبي أعلم أنك سمعتنا |
| İkimizi de duydu ve kararını verdi. | Open Subtitles | سمعتنا كلانا .. واتخذت قراراها |
| Sarah telefondaki tartışmamızı duymuş olmalı. | Open Subtitles | يبدو أن سارة سمعتنا نتعارك في الهاتف |
| Ünümüz arttıkça biz de kokain deliliği üzerine uzmanlaşmaya başladık. | Open Subtitles | بينما توسعت سمعتنا بدائنا بالتخصص في علاج جنون الكوكايين |
| şöhretimiz tehlikede. | Open Subtitles | سمعتنا حسّاسةُ بينما هو. خُذْه مِنْ هنا. |
| Gençlerin hayatlarını değiştirerek itibar kazandık. | Open Subtitles | لقد بنينا سمعتنا عن طريق تحويل مجرى حياة الصغار |
| Tüm ünümüzü ve hayatımızı doğru seçilmiş birkaç sözle mahvedebilirsiniz. | Open Subtitles | بإمكان أحدكم هدم سمعتنا و حياتنا ببضعة كلمات مختارة بعناية. |
| Bir kez daha, Namımız bizden önce gelmiş. | Open Subtitles | ان سمعتنا تسبقنا |
| Amir duyarsa beni suçlar. | Open Subtitles | لو سمعتنا النقيب، مُتأكّد أنّها ستلومني. |
| Seni ne kadar inkar etmek istesem de itibarlarımız birbirine bağlı. | Open Subtitles | وعلى قدر ما اريد التبرؤ منك سمعتنا تتشابك |
| - Kız öğrenci birliğimize Well, getirdiği bu kötü ün, şanımızı korumak için yaptığımız onca şeyle mukayese edilecek. | Open Subtitles | ماذا تعنين؟ حسنا، جلبت إلى نادي النساء سمعة سيّئة بالمقارنة الى كل الذي قمنا به والذي سنقوم به لإدارة سمعتنا. |