Son derece vahşi olduğunu duydum... horoz dövüşü gibi, ama bunda insanlar dövüşüyormuş. | Open Subtitles | لكنني سمعت أنها مسابقة وحشية بلا داعٍ مثل صراع الديوك، وإنما بين البشر |
Sırf doğa gezisi yapan deli bir varis olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنها وريثة مجنونة لا تقوم سوى بالمسير طوال العام. |
Sırf doğa gezisi yapan deli bir varis olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنها وريثة مجنونة لا تقوم سوى بالمسير طوال العام. |
Daha çok bakıcı aileler var ve Duyduğuma göre epey berbat olabiliyorlarmış. | Open Subtitles | أعتقد أنها تقريباً عائلات مربيّة و سمعت أنها يمكن أن تكون مروّعة |
Konferansını kaçırdığım için üzgünüm. Duyduğuma göre çok dikkat çekiciymiş. | Open Subtitles | أنا آسف فقد فاتتني محاضرتك سمعت أنها كانت رائعة |
Kullanmazsan şişip yaralanıyormuş diye duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنها تنتفخ وستؤلمك إن لم تستعملهم |
Lezbiyen olduğunu duymuştum ama asla inanmamıştım. | Open Subtitles | سمعت أنها كانت سحاقية , لكني لم أصدق ذلك أبداً |
Şehir merkezindeki bir hukuk firması diye duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنها مؤسسة قانونية بوسط البلدة |
İkinci el bir jipin seksapeline sahip iyi ovalanmış bir sarışın olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنها شقراء جميلة وجذابة كسيارة رباعية مستعملة |
Son isteği olduğunu duydum; böyle hatırlanmak istiyormuş. | Open Subtitles | سمعت أنها كانت في الوصية هكذا أراد أن يتذكره الجميع |
Onunla karşılaşmadım, ama çok hoş olduğunu duydum. | Open Subtitles | أنا لم أقابلها.. لكني سمعت أنها لطيفة للغاية |
Sisqo nun bestelediği şarkıları olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنها تحتوى على الروشنة التى يفتقدها فريق سيسكو |
Amerika'da populer olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنها الأكلة الشعبية في الولايات المتحدة |
Onun, birçoklarının yapmaya korktuğu şeyi yapıp, Amerika'daki vahşi kapital sisteme karşı gelecek cesareti gösterebilen tek kişi olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعت أنها الوحيدة التي تتمتع بالشجاعة لمواجهة الشركات الأمريكية في عصر حيث يخشى الجميع القيام بذلك. |
Pencereden düştüğünü ve epey kötü durumda olduğunu duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنها سقطت من نافذة وهي في حالة سيئة جداً |
Duyduğuma göre Izu'daki yerel bir kanalmış. | Open Subtitles | سمعت أنها كانت على القناه المحليه بـ إيزو |
Duyduğuma göre bu seferkine gelemeyecekmiş. | Open Subtitles | سمعت أنها لن تصل هذه المرة هذا صحيح , شخص ما |
Birkaç doktorla beraber bir uçak kazası geçirmiş diye duydum. | Open Subtitles | سمعت أنها تعرضت لتحطم طائرة مع بعض الأطباء الآخرين. |
Buralarda ayı bolmuş diye duydum. | Open Subtitles | أتيت لصيد الدببة، سمعت أنها جيدة هنا |
Hayır, hayır, ününden değil. Her zaman çok ateşli olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | لا لا أقصد أن لديها سمعة , فقط , سمعت أنها جميلة جداً |
En rahat uyuma pozisyonu olduğunu duymuştum. | Open Subtitles | سمعت أنها من أكثر وضعيات النوم إراحة |
Ben Thunderbird diye duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت أنها من طراز ثندر بيرد. |