| Bir adamın hayatının emeği için 5000$ çok değil Senatör. | Open Subtitles | خمسة آلاف دولار ليس بالمبلغ الكبير مقابل الأرض ، سناتور |
| - Bir saattir buradayım. - Hala vali olduğumu unutuyorsunuz Senatör. | Open Subtitles | أنا هنا منذ ساعه هل نسيت أنني مازلت الحاكم يا سناتور |
| - Bir saattir buradayım. - Hala vali olduğumu unutuyorsunuz Senatör. | Open Subtitles | أنا هنا منذ ساعه هل نسيت أنني مازلت الحاكم يا سناتور |
| Her Senatör kendisinin potansiyel bir Sezar olduğuna inanır, ...bu yüzden de her Senatör vatana ihanetten suçludur. | Open Subtitles | كل سناتور يعتقد نفسه أن يكون المحتملة قيصر ، ولذلك كل سناتور يكون مذنبا بارتكاب الخيانة. |
| Virginia'nın birinci dereceden senatörü. | Open Subtitles | وهو سناتور للفترة الاولى من ولاية فرجينيا |
| Senatör Adams, gelebildiğinize sevindim. Umarım verdiğim bilgi yardımcı olmuştur. | Open Subtitles | سناتور ادمز من دوعي سروري انك استطعت الحضور |
| Senatör Adams, gelebildiğinize sevindim. Umarım verdiğim bilgi yardımcı olmuştur. | Open Subtitles | سناتور ادمز من دوعي سروري انك استطعت الحضور |
| Dinle, Senatör. Sendikamızda işin biraz zor. | Open Subtitles | اسمع يا سناتور اتحادي معه صندوق مالي كبير لدعم الحملة |
| Senatör. Dalağına biyopsi yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | مرحباً يا سناتور نريد إجراء فحص أخير للنسيح، بمثانتك |
| Hiçbir Senatör kara lekeli bir lejyon için binlerce canı tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | لا يوجد سناتور يقوم بالمخاطرة بألاف الأرواح من أجل قصة فيلق |
| Hiçbir Senatör kara lekeli bir lejyon için binlerce canı tehlikeye atmaz. | Open Subtitles | لا يوجد سناتور يقوم بالمخاطرة بألاف الأرواح من أجل قصة فيلق |
| Kadın Senatör ya da kongre üyesi gibi bir şey. | Open Subtitles | إنها سناتور أو عضوة في الكونجرس أو ما شابه |
| Sanırım az önce Senatör Sterling'i öldürdüm. Bay Rosen. Bu saatte rahatsız ettiğim için üzgünüm. | Open Subtitles | اظن اني قتلت للتو سناتور ستالرينج. سيد روزن عذرا على الاتصال المتاخر |
| Senatör Sterling'ten eşit ödeme yasası için oy vermesini isteyecektim. | Open Subtitles | لقد اتيت لاخذ صوت سناتور ستارلينج للاجور المتكافئة. |
| Eğer o ölürse belki Senatör Vaughn o gece orada hiç olmamış olabilir. | Open Subtitles | اذا مات ربما سناتور فوغان لم تكن هناك تلك الليلة على الاطلاق |
| Dediniz ki gündüz 9:15'te, Senatör Sterling size içki ikram etti. | Open Subtitles | انت قلت عند 9: 15 P.M., سناتور ستارينج عرض عليك شرابا. |
| Çünkü böylece Rebecca'ya, Senatör Morra'nın FBI'daki köstebeğinin sen olduğunu da söylemek zorunda kalırsın. | Open Subtitles | لان هذا سيعني ان عليك ان تخبر ريبيكا انك جاسوس سناتور مورا في ف.ب.اي |
| Hele ki Mellie'nin Senatör adaylığı kampanyası ufukta görünüyorken | Open Subtitles | مع حملة سناتور الانتخابية لميلي في الأفق |
| Dünyanın en güçlü insanı yani başkanın bir inç yanında uyanabilen bir Senatör bu, onu dünyada eşi benzeri görülmemiş yetkileri olan bir Senatör yapar. | Open Subtitles | مكتب سناتور على بعد انشات من غرفة نوم الرئيس سيناتور مع وصول لا مثيل له لأقوى رجل في العالم |
| Senatör Meizhou-Shi'ye yapılan suikastten sonra daha da kararlı olacaklardır. | Open Subtitles | انهم ذاهبون ليكون حتى أكثر تصميما من خلال الذهاب معها الآن، نظرا للهجوم على سناتور ميتشو شي. |
| Sen lobicisin annen de yakında eyalet senatörü olacak. | Open Subtitles | أنت لُوبي، وأمكِ على وشك أن تكون سناتور. |
| - Senator Rumson, biraz konuşabilir miyiz efendim? - Elbette. | Open Subtitles | سناتور (رامسون)، أيمكنني محادثتك لدقيقة سيدي. |