"سنضطر" - Translation from Arabic to Turkish

• gerekecek
• zorundayız
• zorunda kalacağız
• gerekiyor
• zorunda kalırız
• lazım
• gerekir
• etmeliyiz
• durumundayız
• zorunda kalacaktık

Bu uçağı da kaçırırsak, ilk programı iptal etmemiz gerekecek.
إذا فاتت علينا هذه الرحلة، سنضطر لإلغاء الفعالية الأولى لنا

Merkezi üniteyse içini açmamız gerekecek.
لكن إذا كانت الوحدة المركزية سنضطر لفتحها بالكامل

Eve koşarak gitmek zorundayız. Bacak kaslarımı esnetecek vaktim bile yok.
سنضطر للركض، لا يوجد حتى وقت لأمدد عضلات فخذي الرباعية الرؤوس

Evet, buna katkımız olduğu için mutluyuz, ...ama şimdi bu anlaşmayı bozmak zorundayız.
أجل و نحنُ سعداء بمساهمتكَ في ذلك لكن سنضطر للتراجع في الوقتِ الراهم

Aksi takdirde,ilk etapta yapmamız gereken şeyi yapmak zorunda kalacağız.
عدا ذلك، سنضطر للقيام بما كان علينا فعله بالمقام الأول

Hafta sonu burada kalması gerekiyor. Bana bir kıyak yap ve haberi ver, tamam mı?
أخشى أننا سنضطر لإبقائه هنا في عطلة نهاية الأسبوع، فلتسدي إلي صنيعاً وتبلغيه بذلك

Ama unutma, uyuşturucuya dokunduğunu öğrenirsek babanla birlikte seni öldürmek zorunda kalırız.
لكنك تعرف انك اذا لمست المخدرات فانا و والدك سنضطر الى قتلك

Görünen o ki sana yeni bir isim bulmam lazım.
يبدو أننا سنضطر للبحث عن اسم آخر نناديك به الآن

Bu konuda birşey yapmamız gerekecek, değil mi?
حسناً,سنضطر لفعل شيئ حيال ذلك الأمر,أليس كذلك؟

Arabayla gelmemiz gerekecek o kadar.
.حسنا، سنضطر للمجئ بالسيارة هذا هو الأمر

Yıllar sonra, böyle bir vücut görebilmek için müzeye gitmeniz gerekecek.
بعد سنوات من الآن، سنضطر للذهاب للمتحف لنرى حيلة كهذه

Eğer başaramazsak, bir 5,000 yıl daha beklememiz gerekecek.
واذا فشلنا، سنضطر للانتظار 5000 سنة أخرى.

Üzgünüm. Seni cinayet suçundan tutuklamak zorundayız.
إذن فأنا آسف، سنضطر أن نوجّه لك تهمة القتل.

Senin yüzünden bugün bir saat fazla çalışmak zorundayız.
لقد ساعدتنا بما فيه الكفاية بفضلك سنضطر الي العمل ساعة زائدة اليوم

Tabiki, ama sabah erkenden kalkmak zorundayız. Ne kadar erken? Sabah oldu kalk.
طبعاً ولكننا سنضطر الى الاستيقاظ باكراً جداً في أية ساعة؟ استيقض وتحرك ارفع يديك أيها المغفل

Hemen o telin üzerinden inin yoksa sizi biz indirmek zorunda kalacağız.
نأمرك أن تبتعد عن تلك الأسلاك فوراً. أو سنضطر أن نبعدك قسراً.

Ve torpidolarından kaçmak için temasımızı kesmek zorunda kalacağız.
و سنضطر لقطع إتصالاتنا لنهرب من طوربيداتهم

Direksiyonu tutsan iyi olur yoksa birazdan yüzmek zorunda kalacağız.
تولى انت القيادة والا سنضطر للسباحة قريبا

O zaman ona sahnede çok yardımcı olmamız gerekiyor.
اذا سنضطر الى إعطاها الكثير من المساعده على الخشبه

- İstediğiniz kontenjana ulaşabilmek için birkaç bin Fransız uyruklu Yahudi'yi de tahliye etmemiz gerekiyor.
للوصول إلى حصة التي عينتها، سنضطر لتجريد بضعة آلاف من الجنسية الفرنسية.

Moskova dümdüz edilmeli, ...aksi takdirde tüm o insanları beslemek zorunda kalırız.
يجب أن يتم اكتساح موسكو، وإلا سنضطر لإطعام كل هؤلاء الناس

O zaman bütün yapının atom-altı seviyelerinde kesin harmonik rezonansını hesaplamamız lazım.
سنضطر لحساب الرنين التوافقي تماماً للهيكل ، حتى ما تحت المستوى الذري

Diğer bazı faktörlerin kilo kaybına neden olma olasılığını kaldırmak için bu katılımcıları çalışmadan önce kahvaltı yapmamış ve çalışma sırasında atlamaya devam eden bir grupla karşılaştırmamız gerekir.
لاستبعاد احتمال أنّ أحد الأسباب الأخرى قد يكون المسبب لفقدان الوزن، سنضطر لمقارنة هؤلاء المشاركين مع مجموعة لا تتناول الإفطار قبل إجراء الدراسة وواصلوا عدم تناوله خلال إجراء الدراسة.

Pekâlâ o zaman, barışçıl bir şekilde gitmeyi reddediyorsanız maalesef sizi üstün sözel yeteneklerimizle iknâ etmeliyiz.
حسنا ،اذا رفضتم التراجع سلميا سنضطر ان نستخدم مهارتنا اللغوية لأقناعكم بالمغادرة

Korkarım bir an önce istifanızı istemek durumundayız.
أخشى أننا سنضطر أن نطلب منك إستقالتك الفورية

Ama ülkeyi terk etmek zorunda kalacaktık ve tüm ailemi düşünmeliydim.
لكننا سنضطر لمغادرة البلاد و كان علي ان افكر بعائلتي كلها