Sıfırdan başlıyoruz, bu temeli, beş yaş ve üzerindeki öğrencilerimizin daha şefkatli vatandaşlar olmaları için geliştiriyoruz. | TED | لقد بدأنا على مستوى الأرض، نحن نبني هذا الأساس لطلابنا في سن الخامسة وما فوق، لنكون مواطنين أكثر تعاطفًا. |
UNICEF, 2011’de beş yaş altı 6,9 milyon çocuğun önlenebilir, yoksulluk kaynaklı hastalıklardan öldüğünü bildirmiş. | TED | 6.9 مليون طفل دون سن الخامسة ماتوا من الأمراض القابلة للوقاية والمرتبطة بالفقر. تعتقد اليونيسيف أن هذه أخبار سارّة |
Evet, beş yaşın altındakiler arasında çok ünlüyüm. | Open Subtitles | نعم، أنا مشهورة جداً لأطفال ما تحت سن الخامسة |
Temiz su kaynaklarına erişememek, gelişmekte olan ülkelerde beş yaşın altındaki çocukların ölümüne neden olmakta ve UNICEF her gün yaklaşık 3.000 çocuğun su kaynaklı hastalıklardan öldüğünü söylüyor. | TED | عدم الحصول علي مياه نظيفة سبب أساسي لموت العديد من الأطفال تحت سن الخامسة في الدول النامية. ووفق تقدير اليونيسيف، 3000 طفل يموتون يومياً بسبب أمراض متعلقة بالمياه غير النظيفة. |
Curtis, beşlik çakmanın zamanı değil şu an. | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما هو. كورتيس، والآن هو لا الوقت للارتفاع في الأطفال دون سن الخامسة. |
Çocukların yüzde 23'ü, daha beş yaşına gelmeden ölüyordu. | TED | 23 في المائة منهم مات قبل أن يصل سن الخامسة. |
beş yaşından küçük çocuklarda, çocuk ölümü senede 2.65 milyon düştü. | TED | للأطفال دون سن الخامسة: انخفض عدد وفيات الأطفال بنسبة ٢.٦٥ مليون في السنة. |
Eğer beş yaşımdan beri hayalini kurduğum gibi en iyi arkadaş olacaksak, biraz gevşemek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | إذا كنا سنصبح افضل الأصدقاء مثلما رغبت عندما كنت فى سن الخامسة عليكى ان تتساهلى قليلاً |
Anna on beş yaşında, aileler arasındaki eski çatışmaları gidermek ve Alexios'un saltanatını güçlendirmek için Nikephoros Bryennios ile evlendi. | TED | في سن الخامسة عشرة، تزوجت آنا من نيكيفوروس برينيوس لقمع الصراعات القديمة بين عائلاتهم وتقوية عهد أليكسيوس |
Beş yaşlarında küçük bir çocukken | Open Subtitles | عندما كنت طفل صغير في سن الخامسة |
Ama beş yaşımdayken, tarihi geçmiş bir ananas konservesi yediğimde sesimi kaybettim. | Open Subtitles | ولكن في سن الخامسة اكلت علبة اناناس منتهية صلاحيتها وتوقفت عن الكلام |
Bu kırsal bölgeye ilk geldiğimizde, beş yaş altındaki çocukların yüzde 45'i kötü beslenme nedeniyle normal bir gelişim gösteremiyordu. | TED | عندما نأتي لهذه المنطقة الريفية، 45 في المائة من الأطفال تحت سن الخامسة توقف نموهم بسبب سوء التغذية. |
Bunun için oran olarak: beş yaşın altındaki çocukların yüzde elli dördü yetersiz beslenmeden mağdurdu. | TED | إن بعض الاحصائيات تقول ان 54% من الاطفال تحت سن الخامسة في أفغانستان يعانون من سوء في التغذية |
Bir sürü beşlik ve altılıklar var. - Anlamadım? | Open Subtitles | -هُناك الكثيرين ضمن سن الخامسة و السابعة . |
Kaç taneniz biliyor bilmiyorum ama beş milyon çocuk ellerini sabun ile yıkmakla önlenebilecek efeksiyonlar yüzünden beş yaşına gelmeden ölüyor. | TED | لا أعلم كم منكم يعرف أن 5 ملايين من الأطفال لا يبلغون سن الخامسة بسبب التهابات بسيطة يمكن الوقاية منها بمجرد غسل أيديهم بالماء والصابون. |
Şimdi yine hayal edelim, beş yaşından küçük bebeklerle dolu 60 uçak her gün yere çakılıyor. | TED | الآن تخيل هناك 60 طائرة ممتلئة بأطفال تحت سن الخامسة تسقط كل يوم. |
Ben beş yaşımdan bu yana her gün korkuyorum. | Open Subtitles | لقد كُنت خائف كل يوم منذ سن الخامسة |
beş yaşında, gökyüzünde bir cisim keşfettim ve kendisinin daha sonrasında ay olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | في سن الخامسة إكتشفت جرما سماويا و تبين لاحقا انه القمر |
Beş yaşlarında falansınız galiba. | Open Subtitles | تبدين وكأنك في سن الخامسة . |
beş yaşımdayken, dâhi olduğumu düşünmüştüm, ama öğretmenim bu fikri aklımdan çıkardığından beri çok uzun zaman oldu." | TED | عندما كنت في سن الخامسة اعتقدت أنني عبقري لكن أساتذتي قاموا بمسح هذه الفكرة من رأسي منذ ذلك الوقت |