| Dünyanın çoğu bölgesinde 18'in reşit yaş olduğu kabul edilir. | Open Subtitles | في العديد من أجزاء العالم 18 سنة هو سن الرشد |
| - Annen onu tek varisi... olarak seçti. reşit olana kadar seninle ilgilenecek. | Open Subtitles | وذلك لان والدتك ارادت منة ان يعتنى بك حتى تبلغى سن الرشد |
| Antik Roma'da çocukların yarısının yetişkin olamadan öldüğünü düşünürsek, bu yeterince önemli bir hadise. | TED | يموت نصف الأطفال في روما القديمة قبل أن يبلغوا سن الرشد ولهذا يعتبر هذا العمر مرحلة مهمة. |
| İlk doğan erkek evlat Ergenliğe adım attığında, yüzüğün ona geçmesi Kripton'da bir gelenektir. | Open Subtitles | إنها عادة كريبتونية أن نعطيه للإبن البكر عندما يبلغ سن الرشد |
| Eskiden ileri bir yaşa geldiğimde, bana verecek bir şeyin olduğunu söylerdin. | Open Subtitles | منذ عهد بعيد , اعتدتِ أن تقولي لي أنني عندما أبلغ سن الرشد فهناك ما ستعطيني اياه |
| yetişkinliğe adım atan her kurt adama sunulan seçenek. | Open Subtitles | الخيار الذي يتخذه كل المستذئبون عندما يبلغون سن الرشد. |
| - Etti! Yarın reşit olacağım. | Open Subtitles | ان هذا ما حدث ، غدا سوف ابلغ سن الرشد وسوف افعل ما يحلو لى |
| Tersine mi yaşlanıyorsun yoksa, çünkü ancak reşit görünüyorsun da? | Open Subtitles | هل تكبرين بالعكس؟ ، لأنك تبدين في سن الرشد |
| Neredeyse reşit olacaksın, gözlerin kendi önünü görmüyor. | Open Subtitles | ، واجه سلوكيات سن الرشد عيناك لم تعودا مفتوحتان |
| Hayır, reşit olduktan sonra benden ayrıldı. | Open Subtitles | لا. لقد بلغت سن الرشد وإنتقلت منذ سنوات. |
| Fakat onlar da yetişkin olmayı öğrendikçe diğer insanların fikirlerine karşı daha hassas oluyorlar ve bu özgürlüğü kaybedip, onlar da utanmaya başlıyorlar. | TED | لكن ومع بلوغهم سن الرشد فهم يصبحون أكثر حساسية تجاه آراء الآخرين ويخسرون تلك الحرية ويبدأوا الشعور بالحرج. |
| Her birimiz yetişkin olduğumuzda, büyük ruh bize yaşamlarımızda yol gösterecek totemimizi gösterir. | Open Subtitles | عندما يبلغ كل منا سن الرشد الأرواح العظيمة تكشف الينا طوطم الذى يساعد على توجيهنا خلال حياتنا |
| Her birimiz yetişkin olduğumuzda, büyük ruh bize yaşamlarımızda yol gösterecek totemimizi gösterir. | Open Subtitles | عندما يبلغ كل منا سن الرشد الأرواح العظيمة تكشف الينا طوطم الذى يساعد على توجيهنا خلال حياتنا |
| Bak, Ergenliğe giriş hikâyelerinde yeni tehlikeli arkadaşlar edinmek için en iyi arkadaşını görmezden gelmek zorunda kalacağın zamanlar vardır. | Open Subtitles | انظري في قصص بلوغ سن الرشد هنالك أوقات فيها انتِ تهملي الصديق المفضل |
| Kızınız kendisini bir Ergenliğe erme hikâyesinde sanıyor. | Open Subtitles | لكن انا ليست ذاهبة لأخبار المعنين بالامر ابنتكِ هي تعتقد بأنها بلغت سن الرشد |
| 9. sınıfa kadar Ergenliğe ulaşmamıştım. | Open Subtitles | لم أبلغ سن الرشد إلا عند الصف التاسع. |
| Kızı belirli bir yaşa gelene kadar onun koruyucusu olmanı istedi. | Open Subtitles | بان تكون الوصى على ابنتها حتى تصل الى سن الرشد |
| Kendi kararlarını verecek yaşa gelene dek. | Open Subtitles | حتى يبلغ سن الرشد ليستطيع اتخاذ قراراته بنفسه |
| Sayın Lordlar, baylar ve bayanlar, Rusya'nın Baltık dansçıları bize bir erkeğin çocukluktan yetişkinliğe büyümesini temsil eden bir dans sunacaklar. | Open Subtitles | ايها اللورد سيداتي و سادتي راقصو "البلطيق" من روسيا سيقدمون رقصة تمثّل الرجل من الطفولة الى سن الرشد |
| Ve civcivler, yetişkinliğe doğru hızla atılıyorlar. | Open Subtitles | ويستهّل البط الصغير سباقه صوب سن الرشد |
| O zaman yaşı gelip de vajinası kesilmeyen kızlar için alternatif bir ritüel oluşturdu. | TED | و في ذلك الوقت ابتكرت طقسا بديلا يقتضي ان تبلغ الفتيات سن الرشد بدون الختان. |
| Çünkü annen onu istedi seninle yaşına girene değin ilgilenmesini istedi. | Open Subtitles | لان امك كانت تريده ان ليعتنى بك حتى تصلى الى سن الرشد |
| Yakında Khande Rao reşitliğini kazanacak ve beni bir kenara koyacak. | Open Subtitles | قريباً سيبلغ كانديراو سن الرشد و سأوضع جانباً |