| Kira seni aradığında onun için geleceğini ve belayı da yanında getireceğini biliyordum. | Open Subtitles | عندما كيرا دعا لك، كنت أعرف أنك سوف تأتي لها وجلب مشاكلك معك. |
| Colton peşimden geleceğini biliyordu. | Open Subtitles | كولتون كان يعرف أنك سوف تأتي بحثاً عني عاجلاً أم آجلا |
| Evlatlık bürosu sosyal görevlisi gelecek, biz de daireyi temizliyoruz. | Open Subtitles | موظفة الخدمات الإجتماعية للتبني سوف تأتي, لذا نحن ننظف الشقة. |
| Komiserim buraya gelecek ve garson kızın öldürüldüğü labirentte seni gördüğünü söyleyecek. | Open Subtitles | ملازمتي سوف تأتي هنا وستقول أنها رأتك في المتاهة حيث ماتت النادلة. |
| Tıbbi konferans diye gidiyoruz; ama çok büyük partiler olacak. geliyor musun? | Open Subtitles | إنه تجمع لمؤتمر طبي ضخم , أنت سوف تأتي أليس كذلك ؟ |
| Hapishaneye gitmek yerine buraya geleceksin. | Open Subtitles | فقط قلها بدلا من الذهاب للسجن . سوف تأتي هنا |
| Burada kalıp sizinle sohbet etmek isterdim ama Max... - Benimle geliyorsun. | Open Subtitles | اسمع كنت اود البقاء هنا والدردشة معكم لكن ماكس سوف تأتي معي |
| Evet Sevgilimi! Ama senin geleceğini öğrenince randevumu iptal ettim. | Open Subtitles | نعم حبيبي، لكن عندما عرفت بأنّك سوف تأتي ألغيت جميع الاجتماعات |
| geleceğini biliyordum ödül avcısı. | Open Subtitles | علمت بأنك سوف تأتي ايها الباحث عن الجوائز |
| Eğer diğerlerini bırakırsak bizimle geleceğini söylüyor. | Open Subtitles | لقد قالت أنها سوف تأتي معانا إذا تركنا الآخرين |
| Büyükannemiz sabah para ve kıyafetlerle geleceğini söyledi. | Open Subtitles | جدتنا قالت بـ أنها سوف تأتي غدا وتجلب مال وملابس |
| Northbrook, istasyona gelecek misiniz? | Open Subtitles | السيد نورثبروك ، سوف تأتي إلى محطة معنا؟ |
| Geri gelecek, uzun süredir kayıp bir çocuk gibi. | Open Subtitles | سوف تأتي إلى المنزل مثل طفل تائه تجده فتغفر له |
| Her şey normale dönünce, benim adıma seni istemeye gelecek. | Open Subtitles | بعد أن يعود كل شيء لطبيعته ، سوف تأتي لطلب يدكِ نيابة عني. |
| Güzel, Becky mangala geliyor. | Open Subtitles | جميل ، جميل ،بيكي سوف تأتي زوار أكثر ، هذا رأئع |
| Gracie bu hafta sonu sana geliyor, değil mi? | Open Subtitles | جريس سوف تأتي الى هنا هذا الاسبوع ، أليس كذلك ؟ |
| Çünkü başka bir kum fırtınası geliyor. | Open Subtitles | لأنه بعد ساعة من الآن سوف تأتي عاصفة رملية أخري |
| Bugün Wonderwoman olarak geleceksin sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أنك سوف تأتي في صورة المرأة الأعجوبة اليوم |
| Benimle geliyorsun, benimle geliyorsun, tamam mı? | Open Subtitles | سوف تأتي معي. تريد أن تأتي معي، أليس كذلك؟ |
| Nezarette yatarken aklına gelir belki. | Open Subtitles | نعم، حسنا ربما أنها سوف تأتي إليك بينما كنت جالسا في عقد. |
| Eğer bunun bitmesini istiyorsa, eğer gerçek alfa ise gelecektir. | Open Subtitles | إذا أرادت هذه يتوقف إذا كانت حقا ألفا سوف تأتي |
| Telefonla benzin getirtebiliriz ve polis kadın gelip beni alabilir. | Open Subtitles | نستطيع أستخدام الهاتف لجلب الوقود وبعدها الشرطة سوف تأتي لأخذي |
| Tankların ardından doğruca üstümüze gelecekler. | Open Subtitles | أنها سوف تأتي عبر مباشرة، الجري وراء الدبابات. |
| * Geldiğinde, çıkacak dağların yanından karşımıza * | Open Subtitles | * لأجل يوم عيد الشكر هذا * * سوف تأتي نحو الجبل عندما تأتي * |
| Yakında bir gün, bizi ziyarete geleceğinizi umuyoruz. | Open Subtitles | يوم واحد في وقت قريب, نأمل لكم سوف تأتي لزيارتنا, |