| Oleg, eminim işe yarar. | Open Subtitles | وقال (اوليج)، أنه متأكد من أنه سوف يعمل على |
| - Yük asansörü bu, işe yarar. | Open Subtitles | ،مصعد الشحن نعم، هذا سوف يعمل |
| Evet zarar gören kısımları değiştirdim. Denizaltının içinde çalışacaktır. | Open Subtitles | نعم، لقد استبدلت القطع المتضررة سوف يعمل بداخل الغواصة |
| Evet, evet, evet herhangi bir televizyonda ya da video monitöründe çalışacaktır tek ihtiyacınız olan mikroişlemcinizdeki görüntüleri ayarladığınız çıktı ekranında görebilmek için radyo frekansı dönüştürücüsü. | Open Subtitles | أجل، أجل، أجل سوف يعمل على أي تلفاز أو شاشة فيديو كل ما ستحتاجه هو جهاز تحويل لذبذبات الراديو |
| Seninle birlikte çalışacak ve iki ay içinde bir deneme şovu yapacağız. | Open Subtitles | سوف يعمل معك وبعد حوالي شهرين تقوم بعرض إختباري |
| Bizimle birlikte çalışacak. | Open Subtitles | سوف يعمل معنا |
| Efsanedeki Kachikachi Dağı'nın Çamur Teknesi olmayabiliriz ama size işe yarayacak birşey getirdik. | Open Subtitles | قد لا نكون سفينة الطين من جبال كاجيكجي لكن نحن احضرنا لكم شيئا سوف يعمل |
| - İşın tedavisi yardımcı olmadı mı? - Hayır, durdurmaya yeterli değil. | Open Subtitles | هل الإشعاع سوف يعمل مع هذا مستحيل هذه الحالة غيرم مستقرة |
| Bu işe yarar. | Open Subtitles | وهذا سوف يعمل. |
| Bu işe yarar. | Open Subtitles | هذا سوف يعمل. |
| Başkan yardımcısı günün geri kalanında ofisinde çalışacaktır. | Open Subtitles | نائب الرئيس سوف يعمل من غرفته للوقت المتبقي من اليوم. |
| Sonra da Buckley duruşmanın kısa sürmesi için çalışacaktır. | Open Subtitles | سوف يعمل (باكلي) على عقد محاكمة سريعة |
| Çizdiği devre işe yarayacak. | Open Subtitles | النهاية الطرفية التي رسمها هنا سوف يعمل ما هو الإطار الزمني؟ |
| Yapabileceğini biliyordum. İşe yarayacak. Çok yaklaştım. | Open Subtitles | علمتُ بأنّ باستطاعتكِ فعلها، هذا سوف يعمل أنا قريبٌ جدًّا، فقط يوم أو اثنان |
| - İşın tedavisi yardımcı olmadı mı? - Hayır, durdurmaya yeterli değil. | Open Subtitles | هل الإشعاع سوف يعمل مع هذا مستحيل هذه الحالة غيرم مستقرة |