| Sonra yine yaşlılar Ölecek ve iki milyar daha çocuk doğacak. | TED | ومرة أخرى سوف يموت الكبار السن وسوف تحصلون على ملياري طفل. |
| Onu öldürürsek, onun ısırdığı ya da yarattığı her şey de Ölecek. | Open Subtitles | إذا قتلناه، أي أحد تم عضه أو صُنع بواسطته سوف يموت أيضاً |
| Babam hapishane için uygun değil. Eğer 10 yıl verirlerse ölür kalır. | Open Subtitles | إن القفص لا يلائم الرجل الكبير إذا حكم عليه بعشر سنوات سوف يموت |
| Yanımıza alırız ve yardım edilmezse ölür. | Open Subtitles | نستطيع ان نأخذه و اذا لم يجد المساعده سوف يموت |
| Şeyh o an mutlaka öleceğini anlamıştı, merhamet dilemeye bile hakkı olmadan | Open Subtitles | الشيخ علم انه سوف يموت بالتأكيد دون حتى الحق فى طلب الرحمة |
| Birisine, çocuğunun 18 yaşına basmadan öleceğini söylemeye hiç alışamadım. | Open Subtitles | لم أتعود ابداً على أن أخبر احداً أن طفلهم سوف يموت قبل أن تبلغ الثامنة عشر. |
| O köpek gibi Ölecek, sen de. Hepimiz öyle öleceğiz. | Open Subtitles | إنة سوف يموت مثل الكلب , كذلك انت ,كذلك كلنا0 |
| Ruhunun neden hâlâ buralarda dolaştığını öğrenmeliyiz, yoksa diğer insanlar da Ölecek. | Open Subtitles | ولكن علينا إكتشاف مالذي يجعل الروح ظاهرة وإلا سوف يموت أناس آخرون |
| Doktor haklı... milyarlarca canlı Ölecek anneler, oğullar, babalar... kızlar. | Open Subtitles | الدكتور على حق سوف يموت المليارات.. أمهات وأبناء، آباء وبنات.. |
| Bu gölgeler gelecek tarafından değiştirilmezse, çocuk Ölecek. | Open Subtitles | إذا بقيت الظلال دون تغيير بالمستقبل، فإن الطفل سوف يموت |
| Milyonlarca insan ölür. Bu Jim Garrison'dan daha önemli. | Open Subtitles | سوف يموت الملايين من الناس وهذا أكثر أهمية من جيم جاريسون |
| Silahları indirin, yoksa ölür! | Open Subtitles | أخفضوا أسلحتكم, والا سوف يموت هذا الشرطى |
| Kızarmış domuz ve püre var. Yarın sabaha ölür. | Open Subtitles | لحم مقلي وبطاطا مهروسة سوف يموت بحلول الصباح |
| Eğer orda kalmaya devam etseydim birinin öleceğini hissediyordum. | Open Subtitles | أحسست بأننا إن بقينا أكثر شخصاً ما سوف يموت |
| Ama Teddy'e tanı koyup onu tedavi etmekte ne kadar iyi olurlarsa olsunlar 12 yaşındaki bir çocuğa öleceğini nasıl söyleyeceklerini bilmiyorlardı. | Open Subtitles | و لكن بقدر ما كانوا رائعين في تشخيص و معالجة تيدي لم يكن عندهم فكرة كيف سيخبرون طفل عمره 12 عام انه سوف يموت |
| Evet, ama sabotajcı hanginizin öleceğini bilemedi. | Open Subtitles | أجل , لكنّ المخرّب لم يعرف أيّ واحدٍ منكم سوف يموت |
| 340 yıl yedi. Yargıç, onun hapiste öleceğine dair bana söz verdi. | Open Subtitles | القاضى وعدنى أنه سوف يموت فى السجن |
| Ve nişanlı orospum da sonunda ölmüş olacak. | Open Subtitles | والعاهرات خطيبها سوف يموت في نهاية المطاف. |
| Bir şekilde kanamayı durdurmam gerektiğini biliyordum yoksa adam ölecekti. | TED | كنت أعرف أنه يتوجب علي إيقاف النزيف، وإلا سوف يموت |
| Eğer başaramazsak insanlarımız Hakan'ın topukları altında ölecekler. | Open Subtitles | اذا فشلنا , شعبنا سوف يموت تحت سنابك الخان |
| Kimse ölmeyecek. İkinizi bağlayacağız ve sessizce buradan çekip gideceğiz anlaşıldı mı? | Open Subtitles | لا أحد سوف يموت ، سوف نربطكم أنتم الإثنان وسوف نخرج من هنا سريعاً |
| Bunu benim için yap, Peter ve gün gelecek benim için öleceksin. | Open Subtitles | هل هذا بالنسبة لي، بيتر، ويوم واحد سوف يموت بالنسبة لي. |
| Bir adam uçaktan indi ve bir saat içinde öleceğinden haberi yok. | Open Subtitles | ، سينزل رجل من تلك الطائرة وليس لديه أدنى فكرة عن أنه سوف يموت خلال ساعة |
| Halk iki yıl içinde açlıktan ölüyor olacak. | Open Subtitles | سوف يموت الناس جوعاً خلال عامان |