| Solaris. İki ayağında farklı ayakkabı var, seni geri zekalı! | Open Subtitles | سولاريس) ، أنت ترتدين زوج مختلف من الأحذية أيتها) البليدة |
| Bu gece sinemada orijinal Solaris'i gösteriyorlar. | Open Subtitles | سيعرضون " سولاريس " الليلة النسخة الاصلية فى المسرح اترغبين فى الذهاب ؟ |
| Medyum Solaris'e kadını öldüreni sorsak ya? | Open Subtitles | لماذا لا نقوم بسؤال سولاريس من قتلها ؟ |
| Eğer o çalışmanın devam etmemesini onaylarsa, istasyon Solaris'in yörüngesinden çıkarılabilecek. | Open Subtitles | لو يؤكد فقط أن العمل لا يمكن أن يستمر لسبب ما (فمن المحتمل إخراج المحطة من مدار (سولاريس |
| Ama konuştuklarımız Solaris-bilimi üzerine konuştuklarımızdan çok daha ciddi. | Open Subtitles | ولكن ما نتحدث عنه أخطر (من مجرد دراسة (سولاريس |
| - Luis Miranda Solares. | Open Subtitles | -لويس ميراندا سولاريس) ) |
| Biz Solarise ulaşıncaya kadar, bu adamdan geriye bir şey kalmasın. | Open Subtitles | لا أريد أن يتبقى شىء من هذا الرجل بحلول بلوغنا (سولاريس) |
| Solaris Bilimi'nin bütün geleceğini, etkileyecek önemde olduğunu hissettiği bir ifade vermek istedi. | Open Subtitles | كان يعد لتقرير فى غاية الأهمية (من شأنه تحديد مصير بعثة (سولاريس |
| Solaris hakkında tüm bildiklerimiz... bana herhangi bir kavrayışla bir araya getiremediğimiz... bir ayrık olgular dağını hatırlatıyor. | Open Subtitles | كل ما نعرفه الآن عن (سولاريس) غير مفيد ويشبه كومة من الحقائق المفككة والغير مترابطة ويصعب تصديقها |
| Solaris okyanusunun garip bir beyin olduğu kanıtlandı. | Open Subtitles | ومن ثم، صار من الثابت اعتبار محيط (سولاريس) مخ مميز |
| Solaris Okyanusunda ölen Fechner ilgisini çekmişti. | Open Subtitles | (صار حينها مهتماً جداً بخصوص (فيكنر) الذى مات فى محيط (سولاريس |
| Tıpkı Solaris'te gördüğüm çocuğa benziyordu. | Open Subtitles | (هذا الفتى كان مماثلاً للفتى الى رأيته على (سولاريس |
| Solaris'in güç alanı tarafından stabil hale getirilmişler. | Open Subtitles | ولكن يبدوا أنهم يعتمدون فى استقرارهم على مجال (سولاريس) |
| Solaris'den Grendel'e, yaklaştığınızı görüyoruz. Kenetlenmek için bekleyin. | Open Subtitles | من (سولاريس) إلى (غراندل), أنتم تقتربون انتظروا لتلقى رقم الرسو |
| Grendel'den Solaris'e, limanda asker ve doktora ihtiyacımız var. | Open Subtitles | من (غراندل) إلى (سولاريس) ليوافنا جنود ومسعفون عند البوابة |
| Solaris'den Grendel'e, durun. Kenetlenme iptal. | Open Subtitles | من (سولاريس) إلى (غراندل) ارتفعوا, أبطلوا عملية الرسو |
| Hayır, Morgan Solaris'in ne olduğunu bilmez. | Open Subtitles | لا ، (مورجان) ليس لديه فكرة "عن ماهية "سولاريس |
| Solaris 4 saat falan değil mi? | Open Subtitles | اليس "سولاريس " تقريبا اربع ساعات ؟ |
| Evet, Latince Solaris'ten geliyor. | Open Subtitles | نعم، اللاتينية، سولاريس. |
| Seferimizin yirmi birinci günü, radyobiyolog Vishnyakov ve fizikçi Fekhner bir hava-su taşıtıyla Solaris okyanusu üzerinde keşif görevine çıktı. | Open Subtitles | فى اليوم الحادى والعشرين من البعثة (عالم الأحياء (فيشياكوف) والفيزيائى (فيكنر ذهبا فى رحلة إسكتشافية فوق محيط (سولاريس) على متن طائرة مائية |
| Anlamalısın, bence Solaris-bilimi sorumsuz hayal kurmaların sonucunda çıkmaza girdi. | Open Subtitles | أتعلم، لقد وصلت بعثة (سولاريس) لطريق مسدود نتيجة للإستغراق فى أحلام اليقظة الغير مسؤولة |
| Luis Miranda Solares. | Open Subtitles | -لويس ميراندا سولاريس) ) |
| Solarise ulaşıncaya kadar beklemesini ve daha sonra bu canavarın icabına bakabileceğimizi söyledim. | Open Subtitles | وينتظر ريثما نصل إلى (سولاريس) ثم يمكننا تولى أمر هذا... الوحش |